Esra

Esra
@lugatsever
Baktığı her yerde ve her şeyde biyoloji gören, bilimi seven nörobilime tapan, temaşa ettikçe şaşırarak yaşayan, profesyonel meraklı, insan olma yolunda bir Homo sapiens
Reklam
İçimde biriken hislerin birdenbire patlayarak beni zerreler halinde dağıtacağından korkuyorum.
Sayfa 82 - YKY
"Kullanamadıktan sonra göğsümüzü dolduran hisler ve kafamızda kımıldayan düşünceler neye yarardı?"
Sayfa 41 - YKY

Reader Follow Recommendations

See All
256 syf.
·
Not rated
Kitabın içerisindeki bazı karakterlerin Peyami Safa, Nihal Atsız gibi gerçek kişiler olduğu ileri sürülür. Benim okuduğum baskının önsözünde Selim İleri bunu "Bugün, roman sanatının 'kurmaca'dan ötesiyle değerlendirilemeyeceğini bildiğimden ne Sabahattin Ali'nin eserinde Peyami Safa'yı ya da Atsız 'ı görüyorum, ne de Atsız 'ın eserinde Sabahattin Ali 'yi.' diyerek reddeder. Yine de ben kitabı okurken bu önyargıdan kurtulamadım doğrusu. Gerçi diğer karakterler kurgu olsa da Ömer muhtemelen otobiyografik izler taşıyor.. Hoş, karakterlerle ilgili söylentiler doğruysa da değilse de bu durum mevzu bahis eserin değerinden, tadından kesinlikle bir şey çalmıyor. Sorgulamalar, iç çatışmalar, yarı aydın(?)lar , siyasi ideolojiler, para mevhumu, irade ve ahlâk yazarın bu kitabında işlediğini düşündüğüm ana konular. Hiçbirini de savsaklamadan kurguya güzelce yedirerek ele almış. Bunun yanısıra betimlemeleri de çok kararında. İnsanı sıkmıyor ancak sahneyi tam anlamıyla ve neredeyse beş duyguya hitaben aktarıyor. Müthiş bir psikolojik gözlem olduğunu da söylemeden geçemeyeceğim. Bilhassa Macide'nin, Bedri'nin haber getirmesini beklediği sayfalarda Macide ben oldum, onun gibi nefesim daraldı, içim sıkıldı, kendimi yollara vurmak istedim vs . Kesinlikle Türk edebiyatının en kıymetli eserlerinden biri. İyi okumalar.
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019172k okunma
"Kapitalist üretimin sorunu artık üretecek adam bulup üretim güçlerini çoğaltmak değil; tüketecek insanlar bulmak, onların iştahını kabartmak ve onlarda yapay ihtiyaçlar yaratmak olmuştur."
Sayfa 35
Reklam
"Ya acı çekmekten ya da sevmekten vazgeçmeliydim. Zira aşk başlarda arzuyla şekillendiği gibi devamı da ancak acı verici bir kaygıyla getirilebiliyordu."
Sayfa 55
"Sevdiğimize karşı haşin ve düzenbaz olmamız öyle doğaldır ki! Başkalarına gösterdiğimiz ilgi, bizim o kişilere karşı nazik ve isteklerine saygılı davranmamıza engel olmuyorsa bu onun sahte bir ilgi olmasındandır. Öteki insanlar umurumuzda değildir ve kayıtsızlık da kötü davranma isteği uyandırmaz."
Sayfa 60
"Çok beğendiğimiz İsveç küvetini mi, yoksa daha ucuz olan Polonya malı küveti mi seçmeliydik? İkisinin de hem iyi hem de kötü yanları vardı; İsveç malı her yönden en iyisi sayılmazdı. Sesini kıstığımız televizyonda bombalar Fırat'ın ya da Dicle'nin ya da her ikisinin birden üzerine yağarken, küveti banyoda nereye yerleştireceğimizi çizdik."
Sayfa 21 - YKY yayınları
106 syf.
·
Not rated
Yazarın okuduğum ilk kitabı oldu Tante Rosa. Şimdi, neden daha önce tanışmamışım ki diyorum. Çok beğendim. Anti kahramanımız kitap boyunca pek çok şey deneyip başarısızlıklar zinciri içinde yoluna yılmadan devam ediyor. Tüm normal kabul ettiklerinizi bir kenara bırakın kitabı okurken, burada Tante Rosa 'nın aykırılığı bizzat onun normu halinde. Yerleşik cinsiyet kalıpları üzerinden de, ahlâkî varsayımlar üzerinden de incelenebilecek kadar anlamlı ancak gayet de keyifli bir kitap. Yazarın hayatından otobiyografik izler de taşıdığını ekleyerek iyi okumalar diliyorum :)
Tante Rosa
Tante RosaSevgi Soysal · İletişim Yayınları · 20193,941 okunma
124 syf.
·
Not rated
Kitap sistemle ilgili derdi olan birini anlatıyor gibi dursa da bende bir anti kahraman üzerinden incelenen varolma sorunu olarak yansıdı. Ölüm gibi keskin bir durumun bizi sarsmasıyla beraber, o zamana kadar tabir uygunsa 'yuvarlanıp gitmekte' olduğumuz hayatı keskin biçimde sorgulamaya başlarız. Önceden ara sıra aklımıza düşünce hızla kovduğumuz düşüncelere odaklanır ve nihayetinde kendi hayatımızı kendi ellerimizle al aşağı edebiliriz. Kahramanımız babasının ölümünün ardından yaşadığı ufak bir kazayla beraber eşini, işini, çocuklarını bırakıp ormana yerleşir ve bir geyikle beraber yaşamaya başlar. Bu süreçte de kendi sistemini yeni baştan kurgulamaya koyulur. Okurken yer yer 'bu ne bencillik' diyebilirsiniz, ben de dedim doğrusu. Diğer yandan yeterli bencillik seviyesine ulaşmadan 'ben' sorgulaması da mümkün olmuyor diye düşünüyorum. İyi okumalar.
Doppler
DopplerErlend Loe · Yapı Kredi Yayınları · 20199.5k okunma
58 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.