Yakamoz & Papatya-16
Narin çiçeğim, papatya, Endişelerinizin ardındaki yegâne sebep bana olan sevginizdir. Lütfen, bir tanem, endişelenmeyin. Evet, sizi sürekli düşünüyorum ve düşünmeye devam edeceğim. Hiç işlerimi yapamaz olur muyum? Sevda deryasında daldığım günden beri sayısız işimi ve başarımı size borçluyum. İnsan hayatında ilk defa âşık olunca biraz afallıyor doğrusu, kendini tanıyamaz hale geliyor. Emin olun, kaç gün kaç gece kendimle savaş verdim bu duygularımla boğuşmak için. Lakin nafile... Sevda öylesine sarmaladı ki beni, o çelik gibi sert olan yakamozu adeta bir pamuk tanesine çevirdi. Hayat çok farklı bir perdesini açtı bana, papatya. Çok farklı, nasıl desem çiçeğim, hiçliklerin denizinde boğulurken biri gelip can simidi atmış da beni kurtarmış ve her şeyi tekrar anlamlandırmış gibi. Acılar mı çekiyorum, gözlerini düşlemem kâfi. Yalnız mı hissediyorum kendimi, gülüşünüzdeki binlerce çiçek doluşuverir yanıma. Peki ya sesiniz, adeta bir şiir gibi, konusu tebessüm, kafiyesi gamzeleriniz... Ve ben her gün bu şiiri okuyor ve her gün sizi bekliyorum ve bekleyeceğim. Acılar da çeksem, içten içe fark etmez; sizi sevdiğimi kendime itiraf ettiğim günden bugüne kadar geçen her saniyenin hatrı bu bekleyişi anlamlandırmaya kâfi, bir tanem... Ne demiştik, bekleyenlerin güzelliği zamanla değil sadakatle ölçülür. Seni çok seven ve bir ömür sevecek, yakamozdan sevgilerle... ---
Yapma bunu bana beni umutlandırma,umutlanırsam bir daha kalkamam bari sen yapma be adam lütfen
Reklam
Neden bıraktı Tanrı bizi böyle yüzüstü? Neden umut kapılarını kapattı yüzümüze? (…) Ne yaptık biz? Lütfen söyler misiniz, nedir bizim işlediğimiz bu korkunç suç ki bağışlanmaz?
Sayfa 38 - Ketebe Yayınları 1.Baskı Aralık 2022 İstanbulKitabı okudu
Sevgili Tanrım Yüzümü boydan boya parçalayan bu bıçak yarasını neden hep sana anlatmak ve göstermek istiyorum?Neden annesinin eteğine yapışıp ısrarla çeken bir çocuk gibi duruyorum eşiğinde.Avuçlarıma akan kanı ve yaralarımı sana uzatırken “Lütfen bana bak!” diyorum.Oysa biliyorum hep oradaydın sen, tüm bunlar olurken oradaydın, bakıyor ve görüyordun.
Yeter artık ! Öyle bakma bana,Sırıtma öyle yeter yalvarırım ! Bırak beni lütfen yalvarırım...
Onu özlemiştim. Onunla bu şekilde olmayı özlemiştim. Düğmeleri deliklerinden çıkardıkça, gömleğinin yakaları birbirinden ayrılarak önce güçlü boynunu, sonra da göğsünün birazını ortaya çıkardı. Benimle oyun oynar gibi, göğüs kaslarının hemen altındaki düğmede durup kol düğmelerine geçti. Kol düğmelerini birer birer, yavaş hareketlerle
Sayfa 201
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.