Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.14
Muhteşem kelimesi bile az kalır
Lütfen önce çocuklarınıza okutturun sonra da siz okuyun
Bu kitabı okurken kitaplardan ve aydınlanmaktan korkan insanları,nazilerin kıyım yaparken kitapları da yakmalarını ve aynı zamanda güzel ülkemde kitapları yasaklayan ve kendi ideolojik düşüncelerine göre eğitimi ve bilimsel düşünceyi kısıtlayan zihniyeti ve bunun sonucu olarak da şiddetin ve öfkenin,eşitsizliğin ve adaletsizliğin artmasını düşündüm
O nedenle de evlatlarınızın ve sizin kitapların sonsuzluğa açılan bir pencere olduğunu anlamanızı canı gönülden DİLİYORUM!!!!!!!
312 syf.
2/10 puan verdi
Bu Kitabı Okumak Yerine Puslu Kıtalar Atlası'nı Bitirebilirdim.
Normalde yeteri kadar sevmediğim, üzerine bir şeyler söylemeye gerek duymadığım kitaplar hakkında inceleme yazmam. Fakat bu kitabı okuyacak birisi olursa kendisinin ne beklediğini bilsin ve ona göre okusun diyerek şu kısacık ömrümüze ne kadar çok okunması gereken kitap sığdırsak o kadar iyi bakış açısı ile yazıyorum bu satırları.
Kitabı ilk
448 syf.
3/10 puan verdi
Gerçekten anlayamıyorum. Yazarın ensest ilişki takıntısı mı var. Çünkü sürekli Sevdiği adamda babalık görüyor kız. Daha doğrusu sevdiği adam mı oda net değil ama sürekli bir baba şefkati gördüm düşüncesi var. Yani tamam evet bu da bir sevme biçimidir ve erkeğin koruyup kolladığı o göremediği şefkati gösterdiği anlamdadır ama bu kitapta tarif ediş şekli çok gözüme batıyor. Hayatında eksik olan hissi bu adamda gördün ee o zaman bu adama aşık değilsin sen. Lütfen aşk değil bu. Bari hayatına başkası girsin ya da ne hissettiğinden emin olsun artık.
Okurken içim bunaldı çünkü. Betimlemenin içinden geçiyor yine yazar. Ama öyle bir betimlemeyle yazıyor ki okuduğumu anlamıyorum. Olay kayboluyor o betimleme içinde. Tamam en iyi sen betimliyorsun. Ama yeter artık. Birde şu siyah takıntısında artık öğğhh geldi. Ona da tamam en siyah sizsiniz ağalar.
Yine olay olarak bolca saçmalama vardı. Büyük aksiyonlar yok ama olanda da zaten yazarın anlatım tarzı sebebiyle boğuluyor içinde.
Aslında klasik bir watty hikayesi ama yazarın anlatımıyla iç karartan, çoğu yer anlamsızlaşan bir durum söz konusu. Konu klişe olabilir ama nasıl yazıldığı önemli be ne yazık ki bu sefer olmamış.
"Babama Mektuplar" Kitabı Hakkında Okuma Notları:
"Babama Mektuplar" Yazar Vedat Güneş'in, anı/deneme türündeki eseri. Yükseliş Yayınları etiketiyle, Mayıs 2022'de okurlarıyla buluşturulmuş. Babası üzerine yazdığı üç anı yazısı ile birlikte yirmi altı mektuptan müteşekkildir. Yazarın, babasına atfen yazdığı kitap,
Keşke Bu Kitaba “YABANCI” kalsaydım
Bir devrin sonunun şahitleriyiz. Çok sancılı oldu benim açımdan ama bu romanı hem okumasıyla hem içeriğiyle tanımlayacak ilk kelime de budur o yüzden çok garipsemeyin lütfen. Her şeyden önce belirtmeliyim ki: Bu uzun serüvende Öznur sayesinde nice arkadaşlıklar edindim nice güzel sohbetlerden yüzümde bir sevinçle ayrıldım. Zor zamanlarımda hep
Martin eden okumadan ölme lütfen…
Spoiler vermeden anlatmayı denedim olmuyor
Martin artık kendi hayatımda tam ipin ucunu bırakıyorum olmuyor yeter dediğimde hep aklıma geliyor ve sınırlarımı zorlamaya devam ediyorum…. Kendisi rutha olan aşkından eğitimini tamamlamaya çalışan bununla kalmayıp toplumun mektepli tahsilli dediği insanlara bilgi anlamında tur bindirecek kadar yüksek noktalara getiren bi adam… öyle bir adam ki ruthun ailesi düzenli bir iş bulması konusunda ısrarcı olmasına karşın açlıktan bayılacak noktalara gelmesine rağmen yazmaya devam eden, bir gün eserlerinin kabul göreceği inancını hiç bırakmayan ama sevdiği kadına dahi çoğu kimseye yeteneğini kabul ettiremeyen bir adam… okurken hep martine inandım hatta ablasından borç aldığı parayı “ bir gün yüz katını ödeyeceğime söz veriyorum “ dediği yerde bile ona çok inandım ve tam yüz katını ödedi de azmine hırsına hayran kaldım…. Son sayfayı çevirmeye korkar olduğum sevgili Martin kendi sonunu kendi eliyle hazırladı inadına ciğerlerine o suyu doldurdu orda benim de canım yanmadı değil martinin ölümüne gerçekten üzüldüm ama ben ölene kadar hayattasın Martin…
