Callie'nin özü bir şarkıydı, belki de sirenlerin yolunu kaybetmiş adamlara söyleyeceğini hayal ettiğim bir şarkıydı. İçimde yankılanıyor, beni ona çağırıyordu.
"Dağlar yükselip devrilse, güneş sönse, denizler karayla bütünleşip göğü yutsa bile sen daima benim olacaksın. Yıldızlar cennetten düşse ve yeryüzünü gece örtse de, karanlık yok olana kadar ben daima senin olacağım."
"Callie," dedim. "Seni seviyorum. En başından beri sevdim. Son yıldız sönene kadar da sevmeye devam edeceğim. Seni karanlığın sonu gelene kadar seveceğim."
Çünkü gerçek şuydu ki, onu yüzyıllarca bütün dünyada aramıştım. Onu bin kez rüyalarımda görmüş de uyanır uyanmaz bin kez ölmüştüm.
Kalbim, ruhum. Kraliçem.