Melis

Melis
@lycosidae
Bu kadar yakınımda böylesi yalnız yaşayan başkaları var mıdır, diye düşünmüştüm. ‘Eleanor Rigby’ gelmişti aklıma. Doğruysa eğer, nereden çıkıyordu bu yalnız insanlar? Ve nereye aittiler? Duştan akan suya, ruh halinize göre ten renginizi değiştirebilsin diye kalp atışınız, vücut ısınız, beyin dalgalarınız gibi bir takım şeylerin bileşimine tepki veren bir kimyasal karıştırılsa nasıl olurdu? Aşırı heyecanlıysanız cildiniz yeşile ve kızgınsanız haliyle kırmızıya ve Goethe gibiyseniz kahverengine ve hüzünlüyseniz maviye dönerdi. Böylece herkes herkesin ne hissettiğini bilirdi ve birbirimize daha özenli davranabilirdik. Çünkü kimse, mor tenli birine geç geldiği için kızmak istemez. Ve kimse pespembe birinin sırtına şaplak atıp “Tebrikler”, demez. Bunun iyi bir icat sayılmasının bir başka iyi yönü de, çoğu zaman bir sürü şey hissedip o şeyin ne olduğunu tam kestirememeniz gerçeğidir. Bozuldum mu? Yoksa sadece paniğe mi kapılıyorum? Ve bu karışıklık ruh halinizi değiştirir; ruh halinize dönüşür kafası karışmış gri kişi olursunuz. Ama özel su sayesinde portakal rengi ellerinize bakıp şöyle diyebilirsiniz: Mutluyum! Aslında mutluymuşum! Nasıl da rahatladım!
Sayfa 186
Reklam
Hayatına bir sürü insan girer ve çıkar! Binlercesi! Girebilsinler diye kapıyı açık tutman gereklidir! Ama bu aynı zamanda gitmelerine izin vermek de demektir!
Sayfa 176
Aşkın doruklarında ben ile nesne arasındaki sınır silinme tehlikesi gösterir. Aşık olan kişi, duygularının tüm tanıklıklarının aksine, “ben” ile “sen”in bir olduklarını iddia eder; bu birlik hakikaten bir olguymuş gibi davranmaya da hazırdır.
Sayfa 27

Reader Follow Recommendations

See All
Bütün varlıklar için ulaşmanın tek anlamı vardır: Var-kalmak için çabalamanın sıradan hali! Yaşama direncinin gerektirdiği zorunlu yer değiştirmeler… Varlıklar arasında yalnız biz kederli insan varlıkları, “ulaşmak”tan “ilerleme”yi anlarız.; öyle ki, ilerlemeye yönelik olmayan bir ulaşma kavramımız bile yoktur. Hedef, gaye, emel, amaç, ilerleme gibi kavramları yüceltip dururken, adeta erekselci varsayımlarımızın tetiklediği kederli bir öte için sevinçli bir şimdinin farkına varamaz oluruz.
Sayfa 88
Öyle ya Spinoza gibi hakikat kavramına düşünce tarihinde eşine az rastlanır ölçüde bağlı olan biri için, bir kavrayışın hakikate uygun olmasıyla o kavrayışın varlıkta sevinç doğurması, böylece onu daha aktif yapması ve nihayet var-kalma gücünü arttırması arasında zorunlu bir bağ vardır.
Sayfa 84
Reklam
Reklam
64 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.