Yöneten ve yönetilen ilişkisinde yönetenin yönetilenin hizmetkârı olduğuna dair kadim yalanın, yönetenin Tanrı'nın yeryüzündeki temsilcisi veya gölgesi olduğu yönündeki tarihî aldatmacanın temel bir hedefi vardır: Yöneten/yönetilen ayrımını meşrulaştırmak ve yönetenlerin doymak bilmez arzularını maskelemek.
Sayfa 17 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Bir tohumdan çiçek nasıl çıkarsa, şimdiki zaman geçmişten o şekilde gelir.
Reklam
Devrim ve isyanın eşanlamlı görülmemesi gerektiğini söyle­yen Stirner, birincisinin siyasal bir hareket olup devlet ya da toplumun devrilmesini içerdiğini, ikincisinin bir fark ediş, uyanış anlamına geldiğini savunur. Devrim yeni düzenlemeleri amaç edinir; isyan ise artık düzenlemelere izin verilmemesi durumu­nu tanımlar. Devrimle kurulu düzen değişir; oysa isyanla kendi­lik ortaya çıkar ve varoluş gerçekleşir. isyan bir fark ediştir ve bu fark edişin sonucu bütün diğer kurumlar bozulacak ve tüke­necektir . Yani isyan artık hiçbir şekil­de düzene sokulmaya izin vermemenin adıdır. Bu bireysel isya­nın yükselişinin bir Parçası olarak, insanlar devletin (bütün ör­gütlü kurumların) son tahlilde bir yanılsama olduğunu kendi başlarına keşfedeceklerdir.
insanlar gündelik eylemlerinden hayat adına vazgeçe­bilecekleri ideallere varıncaya kadar her şey için, sürekli inşa edilmekte ve kullanılmaktadır. Bu şekilde, modern dünyadaki bi­reyler olmaları gereken bazı idealler uğruna oldukları şeyi feda eden yaratıklara dönüştürülmektedir.
iradeyi kontrol eden düşünce veya düşüncelerden kurtuluş, kendi kendine sa­hip olma "kafadaki tekerleğin" ortadan kaldırılmasına bağlıdır. Özgür insan ve eğitimli insan arasındaki fark da budur. Düşü­nüre göre, bilgi, özgür insan için. seçimini/seçimlerini kolaylaş­tıran bir araç, eğitilmiş insan için ise, karakterin biçimlendiril­mesi anlamına gelmektedir.
Derrida'ya göre, K.Marx'ı çarpan bir "Cin"dir Stirner.
Reklam
109 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.