Peçe Takmanın Hükmü ve Delilleri
يَٓا اَيُّهَا النَّبِيُّ قُلْ لِاَزْوَاجِكَ وَبَنَاتِكَ وَنِسَٓاءِ الْمُؤْمِن۪ينَ يُدْن۪ينَ عَلَيْهِنَّ مِنْ جَلَاب۪يبِهِنَّۜ ذٰلِكَ اَدْنٰٓى اَنْ يُعْرَفْنَ فَلَا يُؤْذَيْنَۜ وَكَانَ اللّٰهُ غَفُورًا رَح۪يمًا "Ey Nebi! Eşlerine, kızlarına ve müminlerin kadınlarına de ki: “(Tüm bedenlerini örten) cilbablarını üstlerine giysinler. Bu, onların
İnsana birçok zincir vurulrnuşnır, bir hayvan gibi davranmayı unutsun diye: gerçekten de tüm hayvanlardan daha yumuşak, daha zeki, daha neşeli, daha temkinli olmuştur. Ama şimdi, zincirlerini taşıdığı sürece temiz havadan ve özgürce devinmekten yoksun olmanın acısını çekmektedir: - oysa bu zincirler, bıkmadan usanmadan yineliyorum ki, ahlaksal, dinsel, metafizik düşüncelerin ağır ve anlamlı yanılgılarıdır. Ancak z i n c i r - h a s t a l ı ğ ı da aşıldığında, tam olarak ulaşılmış olacaktır büyük hedefe: insanın hayvanlardan ayrılmasına. - Şimdi zincirleri çözme çalışmamızın ortasındayız ve büyük bir dikkat göstermemiz gerekiyor. Yalnızca a s i l l e ş m i ş i n s a n a verilebilir, t i n i n ö z g ü r l ü ğ ü ; yaşamın h a f i f l e t i l m e s i yalnızca ona yakınlaşır ve merhem olur yaralarına; ilk önce o söyleyebilir başka hiçbir amaç için değil, s e v i n ç için yaşadığını ve diğer tüm ağızlarda tehlikelidir onun seçim sloganı: b a r ı ş o l s u n e t r a f ı m d a v e h o ş n u t l u k d u y u l s u n t ü m s ı r a d a n ş e y l e r d e n .
Sayfa 163
Reklam
“Acı, hayata karşı bir itiraz olarak ileri s ü r ü l m ü y o r : “Bana verecek daha fazla mutluluk yoksa pekâlâ! S e n i n a c ı n d a o l u r …””
Öyle ince intikam türleri vardır ki, intikam almak için bir nedeni olan, aslında ne isterse yapabilir ya da yapmayabilir: bundan bir süre sonra dünya yine de onun intikam almış o l d u ğ u n d a birleşe cektir. Demek k intikam almamak bir insanın keyfine bağlı değildir: intikam almak i s t e m e d i ğ i n i telaffuz etmey bile hakkı yoktur, çünkü intikamın aşağılanması çok yüce çok duyarlı bir intikam olarak yorumlanacak ve d u y u m - s a n a c a k t ı r . - Buradan, g e r e k s i z şeyler yapmamak gerektiği sonucu çıkar - -
Sayfa 127
Bir partiden ya da bir dinden ayrılmak isteyen, şimdi onu çürütmesi gerektiğini düşünür. Oysa çok fazla kibirli bir düşüncedir bu. Gerekli olan yalnızca, şimdiye dek hangi perçinleri onu bu partiye ya da dine bağladıklarını ve şimdi artık bunu yapmadıklarını, hangi niyetlerin onu buraya sürüklediklerini ve şimdi başka yöne sürüklediklerini açıkça görmesidir. O partinin ya da dinin yanına b i l g i y e d a y a l ı k e s i n g e r e k ç e l e r l e geçmiş değilizdir: ondan ayrıldığımızda da böyleymiş gibi y a p m a m a l ı y ı z .
Sayfa 53
Siz karamsarlar ve felsefi kör yılanlar, tüm dünya varlığının karakterin den, insan tutkularının k o r k u n ç k a r a k t e r i n d e n şikayetçi olmak için konuşuyorsunuz. Sanki tutkuların var olduğu her yerde, korkunçluk da var olmuş gibi! Sanki korkunçluğun bu türünün dünyada her daiın var olınası gerekmiş gibi! - K ü ç ü k ş e y l e r i ihmal ettiğinizden, kendi kendinizi ve eğitilınesi gerekenleri gözleınlemediğinizden ötürü, tutkuları bizzat kendiniz böyle canavarlar haline getirdiniz; öyle ki şiındi daha "tutku" sözcüğünü duyduğunuzda korkuya kapılıyorsunuz! Tutkuların korkunç karakterini a l m a k ve yıkıcı sel sularına dönüşmelerini önlemek size düşerdi ve bize düşer. - Hatalarımızı sonsuz felaketler boyutunda büyütmemeliyiz; daha çok, insanlığın tutkularının tümünü birden sevinçlere dönüştürmek görevinde dürüstçe çalışmalıyız.
Sayfa 33
Reklam
Herhangi bir şeye bağımlı olduğumuzu h i s s e t m e d i ğ i m i z sürece, kendimizi özgür sanırız: insanın ne denli gururlu ve iktidar düşkünü olduğunu gösteren yanlış bir çıkarımdır bu. Çünkü burada, a l ı ş ı l m ı ş bir bağımsızlık içinde yaşadığı, bunu istisnai bir biçimde yitirdiğinde karşıt bir duygu hissedeceği varsayımıyla, bağımlı olduğu anda bunu her koşulda fark etmesi ve bilmesi gerektiğini kabul eder. - Peki ya bunun tersi doğruysa: insan daima çok yönlü bir bağımlılık içinde yaşıyor, ama kendini ö z g ü r sanıyor, zincirin baskısını uzun bir alışkanlık sonucu a r t ı k h i s s e t m i y o r s a ? Yalnızca yeni zincirlerden rahatsız olur ancak: - "İstenç özgürlüğü" de y e n i zincirleri hissetmemekten başka bir şey değildir aslında .
Sayfa 11 - *
Eski dünyanın insanları daha iyi n e ş e l e n m e y i b i l i y o r l a r d ı : bizim bildiğimiz ise d a h a a z s ı k ı l m a k t ı r ; onlar kendilerini iyi hissetmek ve şenlikler düzenlemek için hep yeni fırsatlar yaratıyorlardı, keskin zeka ve derin düşünüş zenginliğiyle arayıp buluyorlardı: biz ise tinimizi acı çekmemeyi, sıkıntı kaynaklarının ortadan kaldırılmasını hedefleyen görevleri yerine getirmek için kullanıyoruz daha çok. Acı çeken varoluş söz konusu olduğunda, eskiler unutınaya ya da duyumu bir biçimde hoş duyuma çevirmeye çalışıyorlardı: onlar hafifletici çareler bulmaya çalışıyorlardı, biz ise acının nedenlerine İnıneye ve genelde önleyici etkilerde bulunmaya çalışıyoruz. - Belki de daha sonraki insanların, üzerinde yeniden neşenin tapınağını inşa edecekleri temelleri atıyoruz.
Sayfa 90
Yalnız başıma yola devam ederken titriyordum; uzun bir süre geçmemişti ki, hastaydım, hastadan da öte yorgundum, yani biz modern insanlara heyecan duymak için geri kalan her şey hakkında duyduğum hayal kırıklığından, her yerde i s r a f e d i l e n enerji, emek, umut, gençlik, aşk hakkında; yorgundum bu romantizmin feminenlerinden ve yaltakçı-terbiye görmemişlerinden duyduğum, burada bir kez daha en mertlerden biri üzerinde zafer kazanmaya yol açan idealist yalancılıklar ve vicdan-yumuşatmasından duyduğum tiksintiden; yorguncluro sonunda ve acımasız bir kuşkunun verdiği kederin payı hiç de az değildi bu yorgunlukta - bu hayal kırıklığından sonra her zamankinden daha derin bir güvensizlik duymaya, daha derinden hor görmeye, daha derin bir yalnızlığa yazgılı oluşum yüzünden. Benim g ö r e v i m - nereye gitmişti? Nasıl? Şimdi sanki görevim benden kendini geri çekiyormuş, şimdi uzun süre onun üzerinde bir hakkım yokmuş gibi görünmüyor muydu? B u en büyük yoksunluğa katlanmak için ne yapmalı?
Sayfa 4
Son olarak r o m a n t i k k ö t ü m s e r l i ğ e , yani yoksunluk çekenin, başansızın, aşılmış olanın kötümserliğinin karşısına koyduğumu, hala formüllendirecek olursam: trajik olana ve kötümserliğe yönelik bir istenç vardır, bir anlağın (beğeninin, duygunun, vicdanın) hem katılığının hem de gücünün işaretidir bu. Göğsünde bu istençle her varoluşa özgü, korkunç ve kuşku götürür olandan korkmaz kişi; bizzat onu arar. Böyle bir istencin ardında cesaret, gurur, b ü y ü k bir düşman isteği vardır.
Sayfa 9 - *
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.