Ölürse ten ölür canlar ölesi değil
Bazı Aşklar
o kadar büyük ve yücedir ki!
Onların vuslatını
bu dünya taşıyamaz.
O yüzden
mahşere bırakılmıştır
K a v u ş m a l a r ı.
Sual: Şu Mi'rac-ı Azîm, niçin Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâm'a mahsustur? Elcevab: Şu birinci müşkiliniz: Otuzüç aded Sözlerde tafsilen halledilmiştir. Yalnız şurada Zât-ı Ahmediye'nin (A.S.M.) kemalâtına ve delail-i nübüvvetine ve o Mi'rac-ı a'zama en elyak o olduğuna icmalî işaretler nev'inde, bir
İslam, iyiliğe şükretmek ve kalbin sırra teslim olmasıdır.Çünkü tevhit, Allah'ın kula doğru yolu göstermesine vebizzat kılavuzluk etmesine dayanan bir sırdır. Allah'ınkendisine desteği ve rehberliği olmasaydı, kul o yolukendi aklıyla öğrenemezdi.
Keşke benim de böyle fesahat (açık ifade) ve belagatım (konuşma ye
tenegim) olsaydı. Ne zaman ki gayb alemini keşfetti ve Hah ile mest oldu, o taleb tamamen gönlünden sogudu. Hah Teala buyurdu ki: "istemiş oldugun fesahat ve belagatı sana verdim". Resulullah, "Ya Rab, benim ne işime gelir; istemem" dedi. Hah Teala buyurdu: "Tasalanma, o da bulunsun. Feragat da bulunsun, bunun asla ziyanı yoktur" ( FmF, s.224, MEB).
lbnü'l-Arabi de Birliğe (vahdet) ulaştıktan sonra, çokluk (kesret)
alemine iradi dönüşün, lnsan-ı Kamil'in, yani ruhsal olarak kemalatını tamamlamış insanın bir özelliği olduğunu belirtiyor.