“İhtimaller herkes için vardır. Herkes başka bir hayatta doğabilir, bambaşka şeyler yaşayabilirdi ama o zaman şimdiki olduğu kişiler olmazlardı. Biz de öyle. Belki o zaman başka şeyler yaşanacaktı, bunu bilemeyiz. Şimdi önemli. Şu anımız önemli. Ve sen... lnanılmaz birisin.”
“Beni affettin dediğinde sana o zamanlarki Annabelle’in aptal olduğunu söylemiştim,” dedim fısıldayarak. “Hâlâ aynı şeyi düşünüyorum.” Kaşlarını kaldırdığında konuşmaya devam ettim. “O, kalbine güvenecek kadar aptaldı ve sonuç olarak sana güvenip doğru olanı yaptı. O zamanlar ki masumiyetimi kaybettim ve aklıma güvenmeye çalıştım. Keşke kalbime güvenecek kadar aptal kalsaydım.”
Reklam
Eylemler sözlerden daha geçerliydi. Yalan dile daha kolay ulaşırdı, dokunuşlara değil...
Bilinmeyeni beklerken bilinmezlik içinde savruluyordu.
Annabelle her zaman gerçek bir arkadaşı olmasının nasıl olacağını düşünürdü. Kendisinin ne olduğunu bilen, her şeyiyle tanıyan birinin olmasını dilediği çok fazla gün olmuştu. Belki de kötü şartlar altında olsa da dileği gerçekleşmişti. Jay, onun dileği olabilirdi. Elini kaldırıp Annabelle’in bağlı bileklerini tuttu, yanağındaki elini dudaklarına doğru götürüp yumuşak bir öpücük bıraktı. Annabelle onun dudaklarını hissettiği avucuna vücudundaki tüm kanın toplandığını hissetti, tüm duyguları orada birikmişti. İşte bu, arkadaşlığın gölgesinde kalan aşktı. Çocukluk aşkı dedikleri şey bu olabilirdi. Masum olması gereken bu duygu, masum bir hayatın içinde yaşamayan çocukların kalbine düşmüştü.
“Amacım bir arkadaş bulmak değil, seninle tanışana kadar arkadaşlık kavramını bilmiyordum bile. Sadece... Seni görmek istiyorum. Sürekli seni görmek istiyorum. Seni düşünüyorum. Uyanıyorum aklıma sen geliyorsun. Gözlerimi kapatmadan önce yine sen, antrenmanda bile sen... Kafamın içinde hep sen varsın. Neden bilmiyorum.” Annabelle ne hissedeceğini ya da ne düşüneceğini bilmiyordu. “Kalbim hızlı çarpıyor,” dedi Jay birden. Kendisi de bir anlam arıyor, tanımını bilmediği hisleri anlatmaya çalışıyordu. “Seni göründüğümde, konuştuğumda ya da...” Başını eğip yine yatağa baktı, yanakları kızarmıştı. Evet, evet, kesinlikle yanakları kızarmıştı. "Sen gülünce. Gözlerin zaten kısık ve gülünce daha çok kısılıyor. Bu çok... Güzel"
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.