Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
408 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
"Yaşadıklarımız bizi güçsüz kılmaz, bilakis üstesinden geldiklerimizle güçleniriz." "Savaş onunjs , mücadele et. Artık kurban olmak zorunda değilsin." Herkese Merhaba Gerçek hikayelerden yola çıkılarak yazılmış bir kitapla sizlerleyim. Kitabın dili akıcı olsa da içeriğindeki olaylar yüzünden sinirlerimi bozmamak için ara vererek okumaya çalıştım. Kitaptaki Tareq karakteri kurgudan ibaret ama tüm toplumlarda böyle iğrenç , aşağılık erkekler mevcut maalesef. Desteği olanlar boylelerinden kurtuluyor ama desteği olmayanlar tüm acılara katlanmak zorunda kalıyor. Kadına dayatılan roller sabır et, itaat et, alttan al , duymazdan gel olduğu sürece maalesef kaçıncı yüzyılda yaşarsak yaşayalım devam edecek. Mariam; ailesinin zorlamasıyla evlenmiş eşi tarafından şiddete, sürekli tecavuze uğramış bir kadındır. Şiddete uğradığı bir gün hastaneye kaldırılır ve hamile olduğunu öğrenir. Yıllardır dayandığı eziyetten bebeğini öğrendiği gün kurtulmaya karar verir. Zor olsa da kaçmayı planlar. Mariam kuzeninin destegiyle kaçarken 1990 yılındaki Irak isgalinde kampa sığınır. Geçen 25 yıl tedirginlik ve korkuyla yaşamaktdn yorulunca hayatını düzene sokmaya karar verir. Kitapta olaylar 1990 ve 2015 yılları arasında dönüşümlü anlatılmış. Yazar iki zamanı da birbirine çok iyi bağlamayı başarmış. Mariam, hayatını düzene sokabilecek mi? Tareq'e ne oldu? Geçmişten kurtulmak mümkün mü ? Sorularının cevabı ve daha fazlası için kitabı okumanızı kesinlikle tavsiye ederim.
Kızım İçin
Kızım İçinPuja Guha · Arkadya Yayınları · 202386 okunma
Cenab-ı Hak, "'Onlar hiç gökyüzüne bakmazlar mı?" diyor, bizden göğe bakmamızı istiyor. Maalesef Batı şehir­lerinden kopyaladığımız şehir içinin yüksek binalarla dolması anlayışı yüzünden ne güneşi ne gökyüzünü görebiliyoruz.
Reklam
lütfen bu iletiyi yayalım, ilgilisinin görmesini sağlayalım..
bu kedimiz şu an tedavi görüyor fakat tedavi sonrası dışarıda yaşaması imkansız, bir aya kalmaz ölür, evde temiz bir ortamda yaşamalı, acil şekilde yuva arıyorum, aşıları tam, kısırlaştırılmış ve 3.5 yaşında dişi, çok sakin bir kedi ve size müthiş bir arkadaş olur.. (istanbul içi..) bu minnoş kedi iki haftadır kendisini sahiplenecek kişiyi arıyor ve maalesef kendisi hala bu şanslı kişi ile bir araya gelemedi.. umarım en yakın zamanda bu minnoş kendisini hak eden o şanslı kişi ile kavuşur.. lütfen bu minnoşu istanbul içinden sahiplenmek isteyen olursa
barış
barış
adlı uygulama kullanıcısı ile iletişime geçsin.. gönderi ile ilgili iletinin aslı; #238462897
504 syf.
10/10 puan verdi
·
8 saatte okudu
ahmet ümitin okuduğum ilk kitabı ve eminim ki sonda olmayacak, beni kendine o kadar hayran bıraktı ki kitabı bitirir bitirmez yazarın diğer kitaplarına bakmak istedim. türkiyede polisiye yazarlığında zirve de olan kişi olduğunu düşünmekteyim. lisanı o kadar akıcı ki içine çekiyor ve bundan zevk alıyorsunuz. almyanda ve türkiye arasındaki tarihi ve sorunları ele alarak bize hem bilgilendiriyor hemde olay örgüsüyle birlikte cinayet çözüyoruz. açık konuşmam gerekirse olay örgüsünün içinde tarih, mitoloji olmasaydı sıkılırdım ve okumazdım ama ahmet ümit bir kitabı nasıl okutturacağını iyi biliyor. ne kadar keyif alsamda tadımın kaçtığı yerler oldu maalesef.. türklerin arkeolojiye hiç önem vermemesi benim ciğerimi paramparça etti. dünyanın 8. harikasını kaptırmamız yetmiyormuş gibi günümüzde hala bunun üstüne durulmaması ve hala arkeolojiye önem vermemiz beni üzüyor. kitapta öz eleştiride bulunduğum bir konu var. belki kimse okurken bunu düşünmedi ama türklerin almanyada istenmemesi bana şuan bizimde mültecileri istemediğimizi hatırlatıyor. almanya türkiye arasındaki tarihi ustaca kaleme alınmış ve mitolojiylede bunu çok güzel süslemiştir ahmet ümit. son olarak şunu ekleyebilirim, mutlu sonlar bana bir sonmuş gibi gelmez bu yüzden kitabın bitişi beni fazlasıyla hoşnut etti.
Kayıp Tanrılar Ülkesi
Kayıp Tanrılar ÜlkesiAhmet Ümit · Yapı Kredi Yayınları · 202320,3bin okunma
Maalesef gerçek şu ki, beklediğimiz "şeylerin" pek çoğuna sahip değiliz. Zaten sahip olsak, onları arzulamazdık.
Reklam
240 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Sefalet pek az okunma oranına ve pek hoşnut yorumlara sahip olmasa da bence zamanına göre gayet güzel bir dille yazılmış pekala iyi bir kitap. Açıkçası kitap ne zaman yazılmış, daha doğrusu hangi edebi döneme denk geliyor bilmiyorum ama kitapta ara ara şu Tanzimat Dönemi yazarlarının yaptığı hataları görmek mümkün. Hatalar dediysem de bu ismi
Sefalet
SefaletEmine Semiye · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022286 okunma
Bir zamanlar yaşlı ve yoksul bir balıkçı yaşardı; bu balıkçı, yıllardan birinde çok balık tutamamaya başladı. Günlerden bir gün balık tutarken teknesinin yanında genç bir denizkızı su yüzeyine çıktı ve "Çok balık yakalayabiliyor musun? "diye sordu. Yaşlı adam "Maalesef hayır, "diye cevap verdi. "Eğer sana bir sürü balık göndersem bana ödül olarak ne verebilirsin?" diye sordu denizkızı. ''Ah! Verebilecek çok bir şeyim yok ki,'' dedi balıkçı. "İlk oğlunu bana verir misin?" diye sordu denizkızı. "Eğer bir oğlum olsaydı verirdim," dedi balıkçı. "Öyleyse eve git, doğacak oğlun yirmi yaşına basınca beni hatırla; bu konuşmadan sonra çok fazla balık yakalamaya başlayacaksın."
İyi geceler ama sabahtan beri arkadasımla bu kitap hakkında tartısmaktan başım çatladı. Nelly karakterinin bir iyi mi yoksa kötü mü olduğunu tartışıyoruz, fazlası yok. Ben kadının tamamen isimlendiremediğim bir çirkef olduğunu savunurken arkadasım kadının cok iyi biri olduğunu savunuyor. Kitabı Nelly'in ağzından okuduğumuz icin okuyasım gelmiyor maalesef... [pazartesi günü kitabın sunumunu yapacagım sınıfta 💀💀💀]
Uğultulu Tepeler
Uğultulu Tepeler
Birçok insan için yaşananların üzerine "sünger çekmek" oldukça zordur. Evet, itiraf ediyorum, bu çok kolay bir şey değildir. Ama genellikle bunu başarmamıza engel olan tek şey "affedemem ektir". Bizi derinden yaralayan kişileri affetmeyi, bir türlü beceremeyiz. Kim bilir, belki de bunu istemeyiz. Böyle olunca da geçmişi geçmiş olarak bırakamayız. İstediğimiz bir şey vardır; bize bunları yaşatanların cezalandırılması. Ama maalesef bu her zaman gerçekleşmez, sonuçlara katlanmak zorunda olan kişi yine biz oluruz.
Reklam
"İnsanın en çok canı yandığında merhamet edebilmesi, işte bu, çok büyük bir yükseliştir. Çünkü canımız yandığı zaman biz öfke duyarız, intikam almak isteriz, biz de karşımızdakinin canını yakmak isteriz. Bu çok basit bir psikolojik kaidedir. Ancak intikamla, bir misillemeyle içimizin soğuyacağını düşünürüz. Bu yüzden de dünya maalesef öfkeden geçilmiyor."
155 syf.
·
Puan vermedi
Bu güzel şiir kitabının şairi Mahmud Derviş Filistinli .Savaşın ardında kalan sonsuz acıları şiirlerine aksettirmiş.Kim bilir şu lanet olasıca insanlar kaç aşkın kaç ailenin kaç hayalin kaç umudun katili... Ortadoğu'nun yaşamış olduğu ve halihazırda da maalesef ki bu savaş girdabından çıkamadığı sonsuz acıyı şiir aracılığıyla bize ulaştırmış şair .Ben şairin kalemini çok beğendim ne yazık ki yaşanılan acılara da tanıklık ettim şiiri zevk almak için okurum ben .Bu sefer ziyadesiyle hüzünlendim . Okumayanına tavsiye ederim.
Biz Kaybettik Aşk da Kazanmadı
Biz Kaybettik Aşk da KazanmadıMahmud Derviş · Kitabevi Yayınları · 2008262 okunma
Bugün kanımı donduran ve midemi bulandıran bir şey öğrendim. Keşke yaşanmasa keşke öğrenmeseydim böyle şeyleri ama yaşanılıyor ve öğreniyoruz maalesef. Karşı mahalleden bir sapık bizim mahallede yaşayan zihinsel engelli bir ablaya tecavüzde bulunuyor ve maalesef ki (net bir şey söyleyemiyorum bu konu hakkında ) hamile bırakıyor. Aile bu konu da ne yapar bilmiyorum. Maalesef savunmasız ve cahil bir aile umarım çocuğu aldırırlar ve adam hakkında şikayette bulunurlar. 😞
“Maalesef sevgili kız,” dedim, dünya yüzünde bize çok az mutluluk kaldı; ancak gün gelip tadabileceğim bütün mutluluğun merkezinde sen varsın.
Sayfa 208Kitabı okudu
Kelimeler
En çok beyaz, kahverengi, sarı, toprak renkleri ve diğer renklerde olan tüm kitap sayfalarına yakışıyor. Kelimeler iki kapak arasında anlamını koruyabiliyor. Sayfalar hem saygılı, hem şahsiyetli, mer anlayışlı hem de sadakatli: insanlar ise maalesef bu kıymetli kelimeleri kendi şahsiyetsizliklerinde eritebiliyorlar. Hâsılı, rüzgarın bile uçurabildiği o incecik ve hafif sayfalar, kelimelere en güzel şekilde sahip çıkıp asıllarını, orijinalini koruyup, anlamlarına en güzel şekilde ev sahipliği yapıyorken, büyük bir vakara sahibken; pek az insan kelimeleri hakkı ile taşıyabiliyor, hem de tüm kelimelerin asıl görevi insana hizmet ve itaat etmekken... İyi ki kitaplar var♡ Zeynep Evin Kozmozçiçeği
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.