Yaşamın yapısında umut ve inanca bağlı olan ve onların bir halkasını oluşturan bir öge daha vardır: cesaret, ya da Spinoza'nın adlandırmasıyla, direnme gücü. Belki de direnme gücü belirgin, daha açık bir anlatım, çünkü günümüzde cesaret daha çok yaşama yürekliliğini değil de ölme yürekliliğini göstermede kullanılıyor. Direnme gücü, umut ve
http://www.narteks.net/psikoloji/atil-hareketsiz-duran-yasam-olmeye-egilimlidir-erich-fromm.html
Eski Yunan’da “yoktan yaratılış”ın olup olmadığına dair bir tartışma ortamına rastlamıyoruz. Eski Yunan’da maddenin ezeliliği tartışmasız bir hareket noktası olarak ele alınmıştı ve maddenin “yoktan yaratılmış” olup olmadığı hiç gündeme gelmemişti. Evreni meydana getiren unsurların ne olduğu, evrende gayesel bir yapının olup olmadığı veya evreni tanımlamayan kimi modeller tartışılmıştı. Bu kadar hararetli tartışma ortamında “yoktan yaratılış” üzerinde ciddi bir tartışma olmaması gerçekten ilginçtir. Bu durum “tek Tanrılı dinler olmadan, insan aklı yoktan yaratılış iddiasında bulunamamıştır veya bulunması zordur” iddiasını haklı çıkarmaktadır. Eski Yunan’ın dinamik tartışma ortamı, insan aklının, bilimsel verilere dayanmadan, salt düşünce ile nerelere varabileceğinin en güzel örneklerinden biridir. Musevilik, Hristiyanlık ve İslamiyet gibi tek Tanrılı dinler ise diyalektik (akıl yürütme yoluyla tartışma) neticesinde değil, vahiy kaynaklı kitapların temelinde “yoktan yaratılışı” savunurlar. Bu yüzden bu dinler, bilimsel birikim ve felsefi diyalektik ortamına ihtiyaç duymadan iddialarını ortaya koyarlar. Çünkü bu dinler, insani birikimle oluşmadıklarını, yaratıcı Tanrı’nın mesajı olduklarını söylemektedirler. Dinlerin ve felsefecilerin bu farkının altı çizilmelidirBig Bang ise bilimsel yöntemlerle maddenin ve zamanın başlangıcını göstererek yoktan yaratılışı destekler. Bilimin bu kitapta incelediğimiz bulguları, tek Tanrılı dinlerin ortaya koyduğunu desteklemekle, Aristo’nun ve Platon’un ezeli madde fikrini yanlışlamaktadır.
Sayfa 154 - İstanbul yayıneviKitabı okudu
Reklam
Metindeki dil maddeleşir, cisimleşir ve dahası bedenleşir. Dilin bir gövdesi vardır ve bu gövdeyi hareket ettiren bir madde olarak anlatı ortaya çıkar. Dili bu şekilde bedenselleştiren yazarların kiminde hareket canlı bir organizmaya dönüşürken kimin de de kütle halinde kalır.
Sayfa 32 - Seval Şahin / EleştiriKitabı okudu
Tekerlek, nasıl, bitmeyen mesâfeler üzerinde sonsuz bir dönüşse, tiyatro da, durmayan zamanın mikâb biçimi bir kavanoz içinde, bütün madde ve hareket kadrosuyle dondurulması...
"Gerçek nedir?" diye sordum. "Gerçek şu ki iyi adam ya da kötü adam diye bir şey yok," diye cevapladı Kadir. "İçlerinde iyilik ya da kötülük barındıran, yapılan eylemlerdir. İyi eylemler ile kötü eylemler vardır. İnsanlar sadece insandır, onları iyilikle ya da kötülükle bağdaştıran ise ne yaptıkları ya da yapmadıklarıdır. Gerçek şu ki sahici sevgiyi hissederek yaşanan bir an, en asil ya da en hain adamın bile kalbinde, hayatın anlamına dair bütün amacını ve işlevini yerine getirmiş olur. Gerçek şu ki hepimiz, her birimiz, her atom parçacığı, bütün galaksi ve evrendeki her madde Tanrı'ya doğru hareket eder."
Sayfa 184
II. Abdülhamit
Sizlerle Kanuni Esasi'yi (İlk Osmanlı Anayasasını) paylaşmayı uygun gördüm. İşinize yarayacağını düşündüğümden bunu alıp kopyalamanızı ve saklamanızı tavsiye ediyorum. Tarih severler olarak bizler yapıyoruz. Kitapta 371-372-373 ve 374. sayfalarda biraz değinilmiş ancak biz tam metin olarak vermeyi uygun bulduk. Buyurun; Memaliki Devleti
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.