Oysa herkes öldürür sevdiğini,
Bunu böyle bilin,
Kimi hazin bir bakışla öldürür,
Kimi latif bir sözle,
Korkaklar öperek öldürür,
Yürekliler kılıç darbeleriyle!
Kitabı nöbetim sırasında okudum ve çerezlik bir kitap. Bazen yoğun, karmaşık romanların arasında bu kitaplar hayata daha çok bağlanmamızı sağlıyor diye düşünüyorum. Tabi bu kitabın konusu gibi akıcı olmalı. Yakışıklı şefimiz hayatının aşkı zannettiği kadının onu terk etmesiyle yoğun bir üzüntü içerisindeyken bir iş adamının ortaklığıyla restoranını açar. Hayata küsmüş ve her şeyi batırmak üzereyken (restoranı hariç) rüyalarına masallarıyla büyükannesi girer. Büyükannesi önce kendi kalbini onarması gerektiğini söylerken şefimiz yemeklerinin kırık kalpleri onardığı ve yüzleri güldürdüğü namı gitgide daha çok insanların arasında yayılırken aslında rüyasına giren büyükannesi gerçek aşkının en başından beri burnunun dibinde olduğunu göstermeye çalışıyordur.
Güzel bir yemek kimi mutlu etmez ki ama bu romanda kırık kalbe kadar dokunuyor. Keşke benim şef sevgilimde kalbime dokunabilseydi:)
Herkese iyi okumalar.
"Her kalbin bir gerçek aşkı var. Hepimiz kalbimizde o aşkla doğuyoruz. Ama bazen kötü deneyimlerin en iyi tarafımızı alt etmesine izin veriyoruz ve gerçek aşk kalbimizdeki kırgınlıkların ve kederin altında gömülüyor. Aşkın ve hayatın nasıl 'olması gerektiğine dair' fikirlerin altında..."
Tanrım, bana değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etmem için huzur;
Değiştirebileceklerim değiştirmem için cesaret;
Bu ikisi arasındaki farkı anlayabilmem için akıl ver.