Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Zaten gözleri karanlık olduğundan, ona ayna tutmadıkları için, meydan okuyan bakışlarına bile yanıt vermediklerinden bir cehenneme dönüşmüştür
Sayfa 139 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Cemil Meriç
Felsefenin imanın zıddı olan şeyden, şüpheden doğduğunu savunacak kadar aydınlanmacı; Avrupa’yı kurtaran dinsizliğin bizi öldüreceğini, zaten kalabalığa tek kitabın yeteceğini savunacak kadar imanda ısrarlı.
Sayfa 93 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Çifte bağlanış: aynı anda iki şeye birden bağlanmak; birbiriyle anlaşamayan, birbirini değersizleştirmeye yazgılı iki şeye birden bağlanmak; bir şeye bağlanıldığı anda, önce ya da sonra değil, tam o sırada karşıt duygunun da harekete geçiyor olması.
Sayfa 94
172 syf.
4/10 puan verdi
11. sınıfta arkadaşımın tavsiyesiyle okumaya başlamıştım ve okuduğuma pişman olduğum nadir kitaplardan birisi. Kitap tamamen faili masum çıkartmaya yönelik yazılmış gibi. Mağdurun kitap sayfalarında hiç yer almaması da cabası. Hırsızlık, dolandırıcılık ve tecavüz gibi mide bulandıran suçları işleyip kitap sonunda da bunlardan çocukluk hatası diye bahsedilmesi tüylerimi diken diken etti. Genel olarak kitabın dili de sinkaf barındırıyor oldukça. Bu sebeple kitabı okuduğum her an rahatsız hissetmekten alıkoyamadım kendimi.
Otomatik Portakal
Otomatik PortakalAnthony Burgess · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 200992bin okunma
Yazarın Sevdiği Yazarlar
"Atay'ın en sevdiği ve kendi deyimiyle 'tutunduğu' iki yazardan biri Kafka, diğeri Dpstoyevski'dir."
Sayfa 14
İnsanların kutsal saydıkları şeyi kim küçümseyerek kovarsa onların yasa koyucusu o olur; herkesten yürekli davranan da herkesten haklıdır.
Reklam
"Edebiyatta bile çıkarına bakar. Bir Puşkin'i anlayamaz. Dostoyevski'ye, Tolstoy'a yaklaştığı gibi yaklaşamaz. Biz Steinbeck'in pamuk ve şeftali toplayan işçileriyle birlikte acı çekeriz, Hamlet'in meselesine katılırız. Palto bizi derinden sarar. Batılı değerlendirir, biz severiz."
Sayfa 58 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Atay’ın en sevdiği, kendi deyişiyle "tutunduğu" iki yazardan biri Kafka, diğeri Dostoyevski’dir. Düşünce dünyasına romanlar aracılığıyla girdiğini söyleyen, birçok sorunu edebiyat üzerinden tartışan Meriç de yakın bir dostuymuş gibi söz ettiği Dostoyevski'yi ("Dosto") büyük kılavuzlarından biri sayar.
Sayfa 14 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Meriç; oysa kendisi bir savaşçı değil, bir düşünce adamıdır: "Kimi başında taçla doğar, kimi elinde kılıçla. Ben kalemle doğmuşum." Zaten endişe de en çok burada devreye girmiyor mu? Balzac çeviren, Balzac gibi yazmak isteyen, Dostoyevski'den zevk alan, kozmopolit bir kültürden beslenen, nihayet kılıç değil kalem kullanan "dişil" yanı belli ki onu rahatsız ediyordur. Dahası kendi roman seven, Avrupa edebiyatına hayran, şüphe ve tereddüt eden yanını sanki bir efemineleşme olarak yaşıyor, kadınsılaşırım korkusuyla bu kez karşı uca, en kaba taraflarıyla savunulmuş bir erilliğe, kaba güce, kabadayılığa savruluyordur.
Sayfa 97 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Dostoyevski sorusunu bir kez de biz soralım şimdi: Çocukluğumuzdan bu yana bize göz kırptığı halde bir türlü parçası olamadığımız bu sonsuz şölen de ne?
796 öğeden 511 ile 520 arasındakiler gösteriliyor.