Azgın kalabalıklar içinde erimek, fildişi kulede mahsur kalmak, kozmopolitleşmek: hepsi ayrı ayrı biçimlerde hep aynı korkuyu ateşliyor, yüzünü nereye dönse karşısına hep aynı dişil tehlike dikiliyordur.
Sayfa 109Kitabı okudu
"Daima başka, daima yabancı... Hasta bir gurur, pencerelerini dış dünyaya kapayan bir ruh..."
Sayfa 104Kitabı okudu
Reklam
"Yoksulluk bir suç değildir," diyordur orada Marmeledov, "ama sürekli yoksulluk bir suçtur. Çünkü ben alttaysam ve dışlanmışsam, ilk önce kendi kendimi aşağılamaya hazırımdır."
O zamandan bu yana "yeni gelmiş bir şapşalın genelev kapısından içeriye sersem sersem bakışı gibi" Avrupa'yı seyrediyoruzdur.
Zincirli yığınların çığlığını duyurabilecek kadar güçlü, hakikati yalınkılıç ortaya koyacak kadar kavgacı, uyuşmuşları uyandırabilecek kadar uyarıcı, galibin yalanını ortaya çıkaracak kadar uyanık bir dil: yazara gerekli olan budur Meriç'e göre.
Reklam
176 syf.
·
Not rated
·
Read in 20 days
Kitap hakkında genel olarak, bir kavramın nasıl inşa edildiğini öğrenmek istiyorsanız okumanızı tavsiye ederim. Oğuz Atay üzerinden dilin ve söylemin mağduriyet üzerindeki etkisini tartışırken diğer yandan toplumsal yapılar ile birlikte güç ilişkilerinin mağduriyetin oluşumunda nasıl roller oynadığını öğreniyoruz. Artı olarak edebiyatın etik ve politik boyutlarını da gözlemlemek mümkün kitapta. Edebiyatın sunduğu teselli ve arınma imkanları da ele alınıyor. Mağdurun sesini duyurabilmesinin önemini anlamak açısından kayda değer bir analiz. Oğuz Atay'ın dile güvenmeyen, kelimelerden kuşkulanan yanını neredeyse okuduğum her kitabında vurguluyor Gürbilek. Tavsiyem daha farklı yazarlarımıza yer vermesi, genel olarak Dostoyevski ve Atay eleştirilerini bir kaç tık azaltması. Mağduriyetin edebiyatta nasıl temsil edildiğini salt bir kaç yazarla açıklamak bana indirgenmiş bir anlatım gibi geliyor. Zira bir çok insan içinde bu böyledir; çeşitlilik iyidir.
Mağdurun Dili
Mağdurun DiliNurdan Gürbilek · Metis Yayıncılık · 2008264 okunma
"Ben ezeli bir mağdurum, coğrafi kader, siyasi kader, biyolojik kader... Anlaşılmadım, anlaşılmadım, anlaşılmadım... Hayatım bir bozgunlar silsilesi. Hiçbir kavgam zaferle taçlanmadı. Ben ezeli bir mağlubum."
"Ya çocuksu gururumuz! Beğenilmezsek hemen alınıyoruz. Batılılara iftiralar ederek kendimizi temize çıkarmak için didiniyoruz. İyi aile çocukları arasında, onlara çamur atan mahalle çocuğu gibiyiz. Ben buna saflık diyorum. İçinde yaşarken de öfkeyle tepiniyorum."
Sayfa 65 - oğuz atayKitabı okudu
"Küçümseyici gülümsemelerinin beni gece yarısı uykumdan uyandırdığını, sabaha kadar yatakta kıvrandırdığını bilseler."
Reklam
İroninin yeni orta sınıfa özgü bir strateji olduğu konuşuluyor son zamanlarda. Her şeyi kaygısız bir neşeyle paranteze alan, her olaya aynı umursamaz mesafeden bakan yeni orta sınıfın küçümseyici, dışlayıcı alayının bir görünümü. Her şeyi anında parodileştiren, akıl yürüterek yenemediğini şakanın gücüyle değersizleştiren, inançsızlığını başkalarını eleştirmeye değil, küçük düşürmeye adamış sinik alaycılık. Bir bakış açısını bir başkasına yaslanarak geçersizleştirmeye dayanan bir "ne desem yalan" hali. Her problemin hakkından bir sözcük oyunuyla gelen bir hafifseme tekniği. Doğruyla bağını çoktan koparmış bir maske düşürme merakı.
Sayfa 71 - Acı Anlatılabilir Mi?Kitabı okudu
İnsanlar acıklı sözler dinlemek istemiyorlar.
Sayfa 60 - Hatırlatma!Kitabı okudu
Duyguyu sanki kendi sahteleşme potansiyelinden korumak için bir alay kabuğunun içine gömmek istemiş gibidir Atay.
Sayfa 71 - Acı Anlatılabilir Mi?Kitabı okudu
Edebiyatın alçak kahramanlarının bize çekici gelmesinin bir nedeni onları kendi ötekilerimiz olarak algılamamız, oradaki canavarı, deliyi, günahkârı, suçluyu romantikleştirme eğilimimizse, diğeri bu kahramanların toplumun ikiyüzlülüğünü sahiden açığa çıkartan olumsuz bir enerjiye sahip olmalarıdır.
Sayfa 42 - Horlanmanın AcısıKitabı okudu
Dostoyevski'nin yeraltı trajedisinin bize apaçık gösterdiği, tutkuları boğulmuş insanın yarasını aslında kan dökmenin bile onaramadığıdır.
Sayfa 39 - Horlanmanın AcısıKitabı okudu
794 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.