Bir gün gezinti esnasında bir pencereden içeriyi gördü. İçeride içki içen ve sarhoş gibi görünen bir genç vardı. Hazreti Ömer'in celali hepinizin malumu! Kapıyı yıkıp içeri girdi, genci yakasından kavrayıp şöyle söyledi; "Demek benim gözetimim altında iken içiyorsun!?" Genç ise, "Ben bir haram işledim, sen ise üç." diye
“Cezbe-dârân-ı cünûn-ı aşka karşı berk urur
Mâh-ı enver vech-i Leylâ’dır şeb-i mehtâbda”
~~~•
“Kendinden geçen çılgınlar aşka ateş püskürür
Parlak ay Leyla’nın yüzüdür mehtaplı gecede”
MAKBER
Eyvah!. Ne yer, ne yar kaldı, Gönlüm dolu âh-u zâr kaldı. Şimdi buradaydı gitti elden, Gitti ebede gelip ezelden. Ben gittim, o hâksar kaldı, Bir gûşede târmâr kaldı; Bâki o enis-i dilden, eyvâh!. Beyrut'ta bir mezar kaldı. Nerde arayım o dilrübâyı?.. Kimden sorayım o bi-nevâyı?.. Bildir bana nerde, nerde Yarab?... Kim attı beni bu derde