Kayaların dilin özüne hükmettiğini yer Kudüs!
Karmel Dağı'nın kucağındaki Akdeniz halklarını bir araya getiren şölen, Tiberya Gölü'nün doğuşuyla sona erdi. Orada bir göl var, adını Ölüdeniz koymuşlar, çünkü bu cennetin içinde bir şeyin ölmesi lazım ki hayat sıkıcı olmasın. Yukarı Celile nasıl ormanlarla dolup taşıyorsa, Kudüs de kayaların dilin özüne hükmettiğine dair apaçık bir kanıttır. Budur işte vatanım. Bir arkadaşımın Beyrut'ta yaşayan babası, Yafa bahçelerindeki limon ağaçları çiçek açtığında onların kokusunu duyabiliyorum demişti, ölmeden biraz önce. Abartmamış.
Lübnan’a giden Filistinliler bir veya iki sene sonra Filistin’e döndüklerinde vatandaşlık tanınmıyordu. Ama ne ibret ki, iki bin sene sonra Varşova’dan gelenlere hemen vatandaşlık hakkını tanıdılar! Gecenin ilerlemiş bir saatinde polisler, biri balçıktan yapılmış evimizin kapısını copuyla çalıp, bütün aileyi, yani nine, dede, ana, baba ve dört çocuğu, hem salon, hem mutfak, hem yatak odası olarak içine sıkıştıkları tek odanın kapısını çalarak ikaz ederdi. Dedeme sorardı: Oğulların Lübnan’dan döndü mü? Dedem “suçunu” itiraf ettiğinde de babamı ve amcamı, kendi ülkelerine izinsiz olarak girme suçundan tutuklarlardı.
Reklam
“Gazze dünyanın en güzel şehri değil. Denizi, başka Arap şehirlerinin kıyısından daha mavi değil. Portakalları Akdeniz havzasındaki en güzel portakallar değil. Ancak bir vatanın tarihiyle eşit Gazze . Çünkü o düşmanın gözünde en çirkin, en yoksul, en sefil ve en habis. Çünkü o bizim aramızdan düşmanın rahatını kaçırmaya ve huzurunu bozmaya en yetkin olan. Çünkü o düşmanın kabusu. Çünkü o mayınlı portakallar, çocukluğu olmayan çocuklar, yaşlılığı olmayan yaşlı adamlar, arzusu olmayan kadınlar demek. Tüm bunlar yüzünden o bizim en güzelimiz, en safımız ve en sevgiye mazhar olanımız.”
İşgalci Yahudilerin Filistinli Araplara Uyguladığı Ayrımcılık
Lübnan’a giden Filistinliler bir veya iki sene sonra Filis­tin’e döndüklerinde vatandaşlık tanınmıyordu. Ama ne ib­ret ki, iki bin sene sonra Varşova’dan gelenlere hemen va­tandaşlık hakkını tanıdılar!
Sayfa 21 - Mahmud Derviş, Gazze İçin Sessizlik: Alışılagelmiş Hüznün Günlüğü, Özgür Yayınları, 1. Baskı, Mayıs 2009, s:21-22 (Yazılış Tarihi: 1973)Kitabı okudu
Eksik olan, sa­vaş düzeniydi. Genel izlenim, hattâ genel yanılma, oradan sadece kısa bir süre için ayrıldığımız anlayışıydı. Peki, yurdumuzdan çıkışımız bize can güvenliği ve zaferi ka­zandıracakken niye çocuklar, yaşlılar ve kadınlar bu ka­dar gelişigüzel bir şekilde ölmektedir. İsrailliler ise Arap­ların kaçışını, vatanlarına bağlılık
Mahmud Derviş, Gazze İçin Sessizlik: Alışılagelmiş Hüznün Günlüğü, Özgür Yayınları, 1. Baskı, Mayıs 2009, s:20-21 (Yazılış Tarihi: 1973)Kitabı okudu
447 öğeden 551 ile 447 arasındakiler gösteriliyor.