Hülya

126 syf.
8/10 puan verdi
Şimdilerde Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan kitabın, 7. Baskısı ve 1992 yılında Can Yayınları’ndan çıkanı elimde mevcut. Yıllar evvel ikinci elini satın almıştım kokusu, rengi bir başka, şimdikiler aynı hissi verir mi bilmem. Bir uzun öykü olan Gül Mevsimidir; Kuvayı Milliye’nin İzmir’e giren nal seslerinde yankılanan bir ilk gençlik aşkının zamana karşı direnişinin öyküsü. Mesaadet ve Rüştü Şahin. İsimler ne güzel Allah’ım. Tıpkı ‘Handan’ kitabında geçen Refik Cemal, ‘Nar Ağacı’ kitabında geçen Celil Hikmet gibi. Zamanında isimler bile bir başkaymış. İsmim Hülya ya da yeğenlerimin tabiriyle Lula olmasaydı kesinlikle Mesaadet olmasını isterdim. Neyse ki hâlâ güzel isimlere sahip insanlar nadiren de olsa aramızdalar. Bu kadar isim faslından sonra kitaba dönecek olursak, kitapta Mesaadet Hanım’ın anılarını, yaşlılık günlerinde odasında ayna karşısında anlatmasıyla öğreniyoruz. İlk gençlik aşkını, tutkusunu, canlılığını izliyoruz bizler okurken. Rüştü Şahin’i savaşta kaybeden bir kadın Mesaadet, öyle güzel sevilmiş ki Rüştü Şahin tarafından. Yıllar sonra evlenmiş, çocukları torunları olmuş ama ilk aşkını hâlâ içinde yaşayan bir kadın. Zaman zaman kapağını açıp altını çizdiğim satırları okuduğum, içimi ısıtan bir eser. Hem tarihi hem edebi ve güzel bir aşk hikayesi.
Gül Mevsimidir
Gül MevsimidirFüruzan · Yapı Kredi Yayınları · 2022589 okunma
Reklam
293 syf.
7/10 puan verdi
Bu kitabı; diğer incelemede adını andığım ve sonradan tanıştığım Mehmet öğretmen tavsiye etmişti, okuyalı epey zaman oldu ama incelemesini yapmak bugüne nasipmiş. Kumru ile Kumru’da köyden kente göçte hem içsel hem de fiziken yaşanan değişimler baskın bir şekilde işlenmişti. Çağımız maddeye mânâ yükleme çağı. Eşyanın ruhu olduğuna inananlardanım, eşyayı zayi etmememiz gerek evet biliyorum. Fakat biz artık canımızdan çok eşyalarımızı sever durumdayız, bu kitapta da bu konu öylesine güzel anlatılıyor ki. Bir buzdolabı insanın hayatında neleri değiştirebilir onu okuyoruz. İnsan değişime ayak uydururken benliğini, kişiliğini, eşini, ailesini kaybedecek hale geliyor ne yazık ki. Kimliğimizi kaybetmeden yeniliğe açık olalım ama geleneğimizi, geldiğimiz yerleri de unutmayalım inşallah.
Kumru ile Kumru
Kumru ile KumruTahsin Yücel · Can Yayınları · 20181,511 okunma
184 syf.
8/10 puan verdi
Sene 2015. O vakitler part-time bir işte çalışıyordum, işten çıktığım an yakında bulunan sahafa koşuyordum hemen. Bir yıl boyunca her günüm o kitapçıda geçti diyebilirim, çok güzel kitaplar alıp okumuştum, oranın sahibi abilerle ve oraya gelenlerle güzel bir muhabbet olmuştu aramızda. O zaman daha genciz tabi filmlerden, kitaplardan söz ediyorduk devamlı, o ara çok film izler her seferinde de heyecanla anlatırdım, bu sebepten kitapçı abiler bana hâlâ bugün bile sinemacı diye sesleniyorlar, her ne kadar öyle olmadığımı düşünsem de hoşuma gitmişti bu durum. Yine o sahafa gittiğim bir gün kitapçı abi bana Bir Deli Ağaç kitabını gösterdi. Bu kitabı oraya gelenlerden Mehmet öğretmen diye biri bırakmış, bıraktığında da ‘okumayı seven, değerini bilecek birine verirsiniz’ demiş, o abiler de sağolsun beni layık görmüşler o kitaba. Hiç tanımadığım birinden hiç tanımadığı bana gelen bir kitap bu, baskısı da çok eski kapakları da yıprandı ama kokusu, sayfa renkleri öyle güzel ki, o yüzden anısı hep tazedir bende. Aradan uzun zaman geçtiği için çok hatırlamıyorum içindeki olayları ama insanı alıp götüren, düşündüren, ruha dokunan öyküler okudum. Kitabın içinde beş tane öykü var. Özellikle kitaba ismini veren öykü diğerlerinden daha çok hisliydi.
Bir Deli Ağaç
Bir Deli AğaçPınar Kür · Can Yayınları · 2017317 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
48 syf.
10/10 puan verdi
·
10 günde okudu
‘Geçerken güzel bir iz bırakmak’ niyetiyle yola çıkan derginin basımı Diyanet İşleri Başkanlığı adına gerçekleşiyor. ‘Geçerken’ ilk sayısını Ekim ayında vermişti, o sayısıyla başka bir şehirdeyken diyanet çalışanı bir yakınım vesilesiyle tanıştım. O an çok sevmiştim dergiyi ve devamını da alıp okumaya niyetlendim. Gelelim derginin içeriğine; arka ve ön kapaktaki yazılarını da sayarsak dergi toplamda 50 sayfa. İçerisinde kısa öyküler, şair yazar söyleşileri, her sayıda bir film önerisi, geleneksel sanatlarla ilgilenen kişilerin sohbeti, kitap önerileri ve dahi içimizi ısıtan, dünyaya karşı merak uyandıran cümleler. Bilhassa gençler için tasarlanmış gibi dursa da çocukların ve yetişkinlerin de okuması gereken çok hoş bir dergi bana göre. Ocak ayı itibariyle bir yıllık abonelik başlatıldı. Fiyatı ise günümüzde para yerine dahi koymadığımız bir miktarda. Hem bu kadar güzel bir içeriğe sahip olup hem de bu miktarda olması gerçekten şaşılası bir durum. Dergiye diyanet kitabevinden ya da diyanetin satış sitesinden ulaşmanız mümkün. Tavsiyemdir, okuyun isterim.
Geçerken - Sayı 3 (Aralık 2020)
Geçerken - Sayı 3 (Aralık 2020)Geçerken Dergisi · Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları · 202034 okunma
296 syf.
4/10 puan verdi
·
17 günde okudu
“Kahramanlarının birbirini hiç tanımadığı ama aynı resimlere bakarak düşündüğü bir roman. Yani şey gibi... resim sergisi gezen insanlar gibi. Aynı salondadırlar, aynı mekânda... Hatta aynı zaman dilimi içinde. Aynı resimlere bakarlar. Ve her birinin kafalarından ayrı şeyler geçer. Böyle bir anın romanı gibi.” Haftanın yedi günü, yedi resim ve yedi farklı insan. Bu romanda; yedi gün boyunca yedi farklı insana yedi ayrı resim gösteriliyor ve onlardan resimler hakkında yazı yazmalarını istiyor yazar. Edebi anlamda çok üst düzey bir kitap değildi kanaatimce. Daha çok bu yedi kişinin ayrı ayrı günlüklerini okuduğumu hissettim. İç seslerin konuştuğu bir anlam arayışı.
İstanbul'da Bir Merhamet Haftası
İstanbul'da Bir Merhamet HaftasıMurat Gülsoy · Can Yayınları · 2018175 okunma
Reklam