Artık sanmam..
Halbuki insan, insanla yaşar; onu görür, onu arar, onda ve onunla kendisini bulur. Hakiki ve biricik ufku -büyük şairimizin, Yahya Kemal'in dediği gibi- yine insandır. İnsanı küçülten sanat, hayatın mucizesine göz yuman sanattır. İnsanın kalbinde ümidin ağacını kesmeğe hiç kimsenin hakkı yoktur; ölüm bile bunu yapamaz.
Bir bakıma haklısınız..
Tolstoy, uzun zaman bir Fransız muharririnden her sabah tercüme yaparmış, sırf onun sanatını kavrayabilsin diye. O halde bizim romancıları, Garplıları okumak ve onların tesiri altında kalmakla niye itham ediyoruz? Tesir etmeyen, iz bırakmayan okumak neye yarar? İnsan kendisine ilâve etmek için okur, unutayım diye değil.
Reklam
Sadece ölüler için olmadığına eminim..
Bazı rüyaların sonuna doğru, sevdiğimiz ölülerin yüzlerine bakarken onları okşarken duyduğumuz -saadet, ızdırap, bin türlü şey karışık- karanlık ve garip duygu kadar ezici hiçbir kader olamaz.
Bizde dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş bir elit zümre teşekkül etmiştir; okuyanlar zümresi. Tek bir satır yazmadığı, tek bir söz söylemediği halde sırf okuduğu için hürmet gören adamların bulunduğu memlekette pek fazla okuyan adam olmasa gerek.
Öteden beri rüyanın ikinci bir hayat olduğu söylenir..
Hayatımız dardır, karışıktır. İyi ama, bu hayat nihayet vardır ve yaşıyoruz, nefret ediyor, ızdırap çekiyor, ölüyoruz.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.