oblomov

Gözleri doluyor kadın patronun. Ben de, diyor... bir de bakıyorsunuz, farkında olmadan bağlanıvermişsiniz... hem de çoğu kez seyrek gördüklerinize... işte böyle Madam, diyor Captain, bizim gibi ömrü denizde geçenlerin yazgısı bu...
Reklam
Koyu gözleri ve yanaklarında, dudaklarında pembeleşen beyaz porselen teniyle hala güzeldir bizim Marine Kahvesi'nin patronu.
-Her dediğinize inanırım ben, en yanlış olanlarına da, yalanlarınıza da. Anlattığınız, dışa vurduğunuz şeylerin tümüne, her sözünüze, bütün dalgınlıklarınıza, budalalıklarınıza. Hatta, bütün bu keşmekeşlerin arasında sıyrılıveren o üstün içtenliğinize de inanırım.

Reader Follow Recommendations

See All
-Bence, kitaba bir geçsin, acı vermez artık... bir hiç olur, silinir gider. Aramızdaki ilişkiyi düşününce anladım bunu: Yazmak bir bakıma da silmek oluyor. Yerine başka bir şey koymak. -Doğru, ölüm hiçbir şeyi silemez. Siz öldüğünüz zaman, öykü daha bir gerçek daha bir güzel olacak.
Birer bitki gibiydiler sanki, oluşumunu tamamlayamamış, arada kalmış bir takım nesneler, doğar doğmaz can çekişen, ilk soluğunda son soluğunu veren insansı bitkiler. Evet, evet, suçsuz ve cezaya çarptırılmış şeyler. Ağaçlar. Suyundan ve toprağından edilmiş, cezalı ağaçlar. Orada, gözümüzün önünde, birer insan gibi çürümeye bırakılmış ağaçlar.
Reklam
Reklam
235 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.