''Zekânın en sivri noktası şüphe ve tereddüttür. Bütün Rönesans bir şüpheden doğdu. Bütün yeni felsefe zaferini Descartes’e borçludur. Fakat mücerret sahada zekânın evcini işaret eden şüphe ve tereddüt, ameli sahada ölümden başka bir şey değildir. O noktaya kadar çıktıktan sonra, insanın hayat ve müşahhas dünya içindeki azami kıymetine varabilmek için tereddütten karara geçmek lazımdır. Çünkü bu ölümle hayat arasındaki huduttur.''
"Aslında her şey ne kadar sadedir ve zekâmız kendine yem bulmak için neler icat eder; bununla beraber, varlık, mademki eşyanın bizim içimizde aldığı mânadır, bu karışıklık da o sadelik kadar bir hakikattir."