Kendisine hayrı olmayan kimsenin başkasına hayrı olmaz. İnsan kendisi için hayır işlemez, kendisine iyilik yapmazsa, insanlar da ona hayır ve iyilik yapmaz.
Bir Hak davaya makam ve menfaat düşüncesiyle girenlerin veya nefsi ve dünyevi hesaplarla yan çizenlerin; cehenneme atılmak için kendilerine başka günah aramaları gereksizdir.
Prof. Dr. Necmettin Erbakan
Yöneticileri zengin olan toplum fakirleşir;
yöneticileri fakir olan toplum zenginleşir.
Hadis-i Şerif
Reader Follow Recommendations
Lafa gelince Hz. Ebubekir gibi konuşup Ebu Cehil gibi davranışı olanların yaşadığı bir ülkedeyiz.
"Acı çekeceğinden korkan insanlar, zaten korkuları yüzünden acı çekiyorlardı."
Montaigne
Bambaşka bir gün yaşıyoruz. Bir kaç saattir, direnişin gerçekleştirdiği operasyonlara ilişkin paylaşımları okuyorum, video ve fotoğraflara bakıyorum. Bugün 217. gün. Son kez hatırladığım, Mart ayının başı itibariyle Gazze'nin üzerine 70 bin ton bomba atılmıştı. 217 gündür, Gazze üzerinde İsrail'in gerçekleştirmediği vahşet kalmadı. Buna rağmen mucizevi bir direniş var: Pusu kuruyor, havan topu atıyor, keskin nişancılarını devreye sokuyor, tankları imha ediyor ve füzeleri ateşlemeye devam ediyor.
Şuna bir kez daha şahit oluyoruz ki, Filistin, bütün hesapların üstünde Allah'ın bir hesabı olduğuna inananların davasıdır.
Eli tetikte bekleyenlerin Rabbine hâmd olsun. Düşmana boyun eğmeyenlerin ve tünellerin Rabbine hâmd olsun.
Reel politiğe değil, Allah'ın vaadine teslim olanlar kazanacak!
Bu gün, Cuma günleri Cuma mesajı yollayan Müslümanlara değil, siyasetiyle, ticaretiyle, aile hayatıyla, yetiştirdiği çocuklarıyla, ahlakıyla, akrabalığıyla, komşuluğuyla hayatımızın ortasında canlı bir Cuma mesajı gibi dolaşan örnek Müslümanlara ihtiyacımız var.
"Hayırlı Cumalar"
Sabah okula uğurladığı çocuklarına derse geç kalmamalarını öğütlediği gibi "ne yap et Cuma namazına da yetiş evladım!" diye nasihat eden anne ve babaların ne duaları varsa Rabbimiz bu Cuma hürmetine kabul eylesin!
Dünyanın her köşesinden milyonlarca insan 7 aydır Gazze için ayakta. Bir aydır ABD ve Avrupa’daki üniversite öğrencileri okullarından atılma pahasına Filistin’i savunuyor; atılıyor da. Bedel ödüyorlar. Çünkü sloganlarının hedefi var: Yöneticilerini İsrail’le ilişkilerini sonlandırmaya çağırıyorlar. Sadece öğrenciler değil öğretim üyeleri de bedel ödüyor. İnancı, kavmiyeti, ideolojisi farklı binlerce insan elini taşın altına koyuyor.
Filistin için ayağa kalkmanın anlamı bu. Filistin’i savunmak kendi ülkemizden başlıyor; kendi ülkemizdeki sorumluluklarımızı üstlenmekten geçiyor. Bizim sorumluluğumuz ortada. Ülkemiz İsrail’i bir devlet olarak tanıyor. Filistin’i savunmak; onur ve adalet talebinde bulunmak bu terör rejimiyle bütün ilişkilerin sonlandırılmasından geçiyor.
Diyorlar ki dünyanın gerçekleri var. "Gerçekler" yaptırım, dışlanma ve bedel anlamına geliyor.
Filistin 80 yıldır hepimiz adına yeterince bedel ödemedi mi? Yeterince katliam ve soykırım yaşamadı mı? Şunu hepimiz biliyoruz ki, biz üstümüze düşen bedeli ödemediğimiz için Filistin bu kadar ağır bedel ödüyor. Biz bu bedeli paylaşmazsak Filistin daha ne kadar dayanabilir?
Bu terör rejimini “devlet” olarak tanıdığımız sürece, Filistin nasıl nehirden denize özgür olabilir?
Bedelini ödemediğimiz bir özgürlüğü nasıl talep edebiliriz?
"Allah, sizi ancak, sizinle din konusunda savaşan, sizi yurtlarınızdan çıkaran ve çıkarılmanız için destek verenleri dost edinmekten men eder. Kim onları dost edinirse, işte onlar zalimlerin ta kendileridir."
mümtehine 9
Cuma duası olsun, mis gibi;
Allah'ım! Zikrinle sana yaklaşırım ve seni sana aracı kılarım. Cömertliğin ve kereminle beni kendine yakın bir makama ulaştırmanı istiyorum. Şükrünü bana azık kılmanı ve zikrini ilham etmeni istiyorum.
Hz. Ali
Hani İsrail ile ticaret yapılmıyordu.
Hani İsrail’e jet yakıtı satılmıyordu.
Hani İsrail’e askeri teçhizat satılmıyordu.
Hani devlet özel sektörün ticaretine karışamazdı.
Tarihin gördüğü en haysiyetsiz, en şerefsiz , en alçak, en yalancı işbirlikçi, ler bunlar.