Daha önce çok kez söyledim, yine söylüyorum ve ilerde de söylemeye devam edeceğim; Kapak berbat!!
Bakın kitap kapağı için telif alamamışsınız, anlarım. Bir ton kitap yeni kapaklarla basılmaya devam ediyor ama neden zaten mevcut olan kapağın çakmasını orta okul çocuğu çizimi gibi bastınız? Hayır bir de çocuğun saçını kumral yapmışlar... Alec bu! Siyah saç, mavi göz kombinasyonu!
Neyse! Kapağa daha sayfalarca sövebilirin ama bu bir kitap incelemsi bu yüzden kitabın iç güzelliğine geçelim.
Söz konusu Cassandra Clare kitapları olunca konusuna hiç bakmadan alıyorum ve bundan önce en son basılan kitap Hava ve Karanlık Kraliçesi olduğundan ve o üçleme çok pis bir yerde bittiğinden, bu kitaba da devamı diye başladım. Alakası yokmuş tabi.
Kitap daha ilk serinin ortalarında geçen bir hikayeyi anlatıyormuş meğer. Başrol ise Malec!
Bizimkiler Avrupa tatiline gidip kafayı dinleyecekken, Magnus'un sarhoşken şakasına kurduğu bir tarikatın şeytanileşmesi ve başlarına bela olmasını okuyoruz.
Hikayede bir sürü tanıdığımız katakter çıkıyor ve benim tepkiler; "aa bu ölmüştü..", "bu da öldü.", "bak bu ölmedi işte."
Fazlasıyla duygu karmaşası...
Özetleyecek olursak kısa bir ara hikayeydi ve fanfiction havası vardı. Magnus Bane aşığı ben, sürekli not kağıdı yapıştırıp durdum sayfalara. Fangirling mode: on
Yine de bazı sahnelere gerek yoktu. Ben kitaplarımı korku ve şiddet kısmı hariç, 16 yaş altı tercih ediyorum. 18'lik bir durum yoktu ama yine de bir yıldız kırdım ordan. Ayrıca kapak iğrenç demiş miydim? Dedim mi? Bir daha diyim. Kapak iğrenç!
