Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Her baba ya RAB bir evlat diye göz yaşları döküp adaklar adar; ama dünya bu O doğan evlad gün gelir miras için babam ölse diye bakar. Dünya bu… Kişi ihtiyarlayınca rahat edeyim diye gecesini gündüzüne,gündüzünü gecesine katar ; ama dünya bu Bir ömür yığdığı malı insan bir saat daha yaşabilmek için doktorun önüne atar. Dünya bu … Nefsi menfaati için zulme rıza gösterir zalime boyun eğer; ama dünya bu Er geç son nefes verilir kişi menfaatinide şerefinide kaybeder. Dünya bu...
Dede Korkut Söylemiş;
Allah Allah demeyince işler yürümez. Kadir tanrı vermeyince er zenginleşmez. Ezelden yazılmasa kul başına kaza gelmez. Ecel vakti ermeyince kimse ölmez. Ölen adam dirilmez, çıkan can geri gelmez. Bir yiğidin Kara Dağ yumrusunca malı olsa. Yığar, derler, talep eyler, nasibinden fazlasını yiyebilemez. Coşkun sular taşsa deniz dolmaz. Kibirlik
Sayfa 4 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bakara Suresi - 180 . Ayet Tefsiri
İslâm’dan önce Araplar’da miras taksimi şöyle yapılırdı: Ölenin erkek çocukları varsa bütün mirası onlar alırlardı. Erkek çocuğu olmayanın malı yakından uzağa doğru diğer erkek akrabasına kalırdı. Bu âyet başta ana ve baba olmak üzere, kadın erkek ayırımı yapmadan bütün akrabaya vasiyet etmenin gerekli bulunduğunu ifade ederek müminleri, daha sonra gelecek olan miras hükümlerine hazırladı.
PARA YEMEK IÇİNDIR...
Bir Adamın çok altını gümüşü vardı. Ama yiyemez, harcamaya kıyamaz, kimselere de yedirmezdi. Adam gece gündüz, altın gümüş biriktirmenin peşindeydi. Altın gümüş elinde esirdi. Bu cimrinin bir oğlu vardı. Babasını gözetler, altınları nereye sakladığını öğrenmek isterdi. Günün birinde babasının altınlarını nereye gömdüğünü gördü. Hemen onları topraktan çıkardı ve boş yere savurup, olur olmaz yerlere harcamaya başladı. Paranın bulunduğu yere ise kocaman bir taş bıraktı. Müsrif delikanlıya artık para dayanmıyordu. Elindeki altınlar eriyip gidiyor, bir elinden girip öbüründen çıkıyordu. Fakat onun bu hali yüzünden babası çılgına dönmüştü. O, çaresizliğinden, elini boğazına atıp kendini boğmaya çabalarken, oğlu eğlenceden eğlenceye koşuyordu. Bir gece baba, ağlaya sızlaya bütün bir gece uyumadı. Sabahleyin oğlu, gülümseyerek ona şöyle dedi: "Babacığım, para yemek içindir. Sakladıktan sonra, yerinde ha altın durmuş, ha taş, ne fark eder? Altını kara taşın içinden dostlarla, sevgililerle yensin, diye çıkarırlar. O halde dünyaya tapanın elindeki altın, henüz taşın içinde duruyor, sayılır. Sen paranı harcamayıp, aileni sıkıntı içinde tutuyorsun. Bu yüzden senin ölümünü isterlerse üzülme, darılma." * * * Altını, gümüşü saklayan cimri, hazine üstünde duran yılan tılsımı gibidir. Başında böyle bir tılsım titrediği için, o para yıllarca yerinde kalır. Ama ansızın ecel taşı gelip tılsımı kıracak olursa, o zaman mirasçılar hazineyi kolayca pay ederler. Karınca gibi çalışıp biriktirdiğin malı, mezar kurtları seni yemeden önce, kendin ye!
Kim önemsiyor?....
5- Büluğ öncesi dönemde çocuğun nafakası aile üzerindedir. Kazancından istifade etmek için kâr getiren işlerde çalıştırılamaz. Şayet çalışacak olsa, kazancı kendi ihtiyaçları için harcanabilir, çoçuğun kazancı tıpkı yetim malı gibi, (anne-baba dâhil) herkese haramdır.
Sayfa 82
Orhan Kemal, Orhan Kemal'di işte!
ORHAN KEMAL DEĞİL BAŞKASI KAZANSAYDI... Elinizi insaf ile vicdanınıza koyup bir an düşünün. Eğer Türk Dil Kurumu'nun Hikâye armağanını Önce Ekmek kitabıyla Orhan Kemal değil de, kâzib şöhretlerden biri kazansaydı neler olmazdı. Yazılar mı yazılmazdı, telgraflar mı çekilmezdi, yoksa adına geceler düzenlenip Nobel'e aday mı gösterilmezdi? Yer yerinden oynardı. Ama Orhan Kemal kazanınca iki satır haber, sonra da kaz misali bir tısss! Neydi Orhan Kemal'in günahı? Türk edebiyatına Murtaza'yı, Cemile'yi, Avare Yıllar'ı, Baba Evi'ni, Hanımın Çiftliği'ni, Müfettişler Müfettişi'ni, Vukuat Var'ı ve daha neleri veren Orhan Kemal'in günahı neydi? Ne eksiği vardı? Romancılıksa, sapına kadar romancı. Hikâyecilikse, köküne kadar hikâyeci. Ve eğer solculuksa -Adana ağzıyla- Allahına kadar solcu! O halde? Orhan Kemal'in günahı neydi? Ne eksiği vardı? Orhan Kemal'in günahı da çok büyüktü, eksiği de çok fazlaydı. Çünkü Orhan Kemal, Babı-âli'de kapı aşındırmasını bilmezdi. Çünkü Orhan Kemal, sosyete meyhanelerinin nutuk atan yazarı değildi. Çünkü Orhan Kemal'in evinde sofralar kurulmazdı. Çünkü Orhan Kemal aşağılık politikayı beceremezdi. Çünkü Orhan Kemal inandığı, bildiği, hak bellediği yoldan hasta ciğerine, yorgun kalbine ihanet edip bir karış bile sapmazdı. Sapmazsa da böyle olurdu işte. Ne kendisini Nobel'e aday gösteren çığırtkanları ne de bin kapıdan arta kalan işporta malı şakşakçıları vardı. Olmadığı için de Orhan Kemal, ORHAN KEMAL'di işte! Onlar da onlardı... Hasan Pulur, Milliyet - 7 Ekim 1969
Sayfa 363 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Çocuğun, anne-babanın kabulünü elde edebilmek için yapmayacağı şey yoktur. Anne-baba, çocuğun bu ihtiyacını sömürür. Çocuğu kendi kapris, istek ve ruhsal ihtiyaçları doğrultusunda dilediğince eğitir, yönlendirir, bu istek ve ihtiyaçları çocuğa yansıtarak bunların çocuğun istek ve ihtiyaçları olduğuna inandırır, çocuğun ruhunu kendi malı gibi kullanır.
110 syf.
·
Puan vermedi
Kısa, akıcı bir kitap, mali zeka ve finansal okuryazarlığı artırıp bilinçli olmanın gayretinde. Bence 13-20 yaşlarında ki arkadaşlarımız bakmalı 'Öğrenmek için çalışmak'
Gençler İçin Zengin Baba Yoksul Baba
Gençler İçin Zengin Baba Yoksul BabaRobert T. Kiyosaki · Alfa Yayıncılık · 2019214 okunma
1.000 öğeden 761 ile 770 arasındakiler gösteriliyor.