Dikkate ve kayda şayan bir şey de şu: Salem de İtalyan müşaviri. Bu Yahudi malum. Metr Salem adıyla meşhurdur. Bizim çıfıtlardandır. İstanbul'da Selanik Bankası idare azasındandır. Selaniklidir. O vakit ora Yahudileri İtalyan tabiiyyetine girerlerdi. Hem bizim tebaa, hem de gizlice İtalyan tebaası olurlardı. Karaso adındaki meşhur çıfıt da böyledir. Zaten Yahudilerin hepsinde de her cebinde bir pasaport vardır. Salem pek zekidir, Türkçeyi pek iyi bilir, Fransızcası kuvvetli, hukukta malumatı çok, hasılı muktedir bir adam. Talat'ın baş dostu ve en itimad ettiği adamı idi. Devletin en mühim işlerini ona söyler, sorar, rey alırdı. İşte bu adam Lozan'da şimdi karşımıza düşman safında olarak çıkıvermiştir. Talat, İttihadcılar ne gafil ve ne cahil adamlarmış?!.. Devletin sırrını böylelerine söylüyorlardı. Tabiî o da derhâl İtalyanlara, hatta Fransızlara götürüyordu. Çünkü Salem bütün Paris maliyye mahafili ile de temasta ve onların aletidir. Bu suretler ile pek zengin olmuştur. Hadi bu vakte kadar neyse ne....; fakat buradan sonra bu adam yine Ankara'ya gitmiş, Osmanlı Bankası'nın imtiyazının temdidi işini, daha birtakım malî işleri halletmişti. Ondan sonra Ankara'ya ayak bastırılacak adam mı idi?!.. Hele Lozan'da aleyhimize gayet aşikâr, vahim bir hareket yaptı ki bu Türk vatandaşı geçinen herif onunla artık tamamıyla hain idi, Türkiye'ye bile girememeli idi.