Kudema ilmi, ilm-i husûlî ve ilm-i hudûrî olmak üzere ikiye taksim ediyordu. İlim, kudema tarafından e-suret’ul hâsıla (nesnelerin akılda hasıl olan sureti) olarak tarif edildiği için, bilginin husûlü hem bileni, hem de bilineni gerektiriyor; bilinenin sureti bilende hâsıl oluyordu; bilinen değiştikçe suret değişiyor, suret değiştikçe bilginin kendisi de değişmiş oluyordu. Bu bakımdan ilm-i husûlînin bir diğer adı da ilm-i müteceddid idi; yani değişen bilgi…nesnesi değiştikçe kendisi de değişen bilgi.. “İlim maluma tabidir” sözünün bir anlamı da buydu.
Türk tarihi nereden başlamalı? Türk kavimlerinin asıllarını ararken meçhulden başlayarak maluma doğru gelmeyi değil, malumdan başlayarak meçhule doğru gitmeyi daha uygun görüyoruz. Bu usulü takip edince önce önümüze Çinlilerin Tukyu (Göktürk) adını verdikleri Orhun Türkleri çıkar. Bu devletin Türk olduğu, taş üzerinde kazılmış olarak bugüne kadar
Reklam
İlim maluma tabidir, bilgi bilinen şeye tabidir..
Dücane Cündioğlu
Dücane Cündioğlu
ilmin zıddı cehalettir. Marifettin zıddı ise inkar. Malumları bilmekle olur şuur ve fitnat ve vicdan... Doğrudur el Hak ,ilim maluma tabidir
Seyrettikçe ana-baba filmini Hissederiz baskısını, zulmünü Lisansüstü maskaralık ilmini Biz ne bilek beğim, böyükler bilir. Âdettir gerekmez mâluma ilâm Taklide günaydın, asıla selâm Ne ki hınzırlık var hâsılıkelâm Biz ne bilek beğim, böyükler bilir.
Apenas sale el sol y tu te vas corriento sé que pensarás que esto me está doliendo Yo no estoy pensando en lo que estás haciendo si somos algo Maluma
Geri124
250 öğeden 241 ile 250 arasındakiler gösteriliyor.