Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.31
Mamoste
Mamoste
@mamoste_mamoste
“delilik yer çekimi gibidir sadece hafifçe itmek yeterlidir”
33 okur puanı
Mayıs 2021 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Ben Bir Gürgen Dalıyım
Gözlerimiz var ama doğadaki güzellikleri göremiyoruz, kulaklarımız var işitiyoruz kuş cıvıltılarını ancak yeteri kadar duyamıyoruz. Hayvanların birbirlerine, doğaya yapamadıklarını - hayvandan farkı düşünebilme yetisine sahip- insanlar yapabiliyor. Yazar, Hasan Ali TOPTAŞ, fabl tarzında yazdığı bu kitabıyla İNSANLIĞIMIZA eleştirel bir gözle bakmamızı, çeşitli eylemlerimizi sorgulamamızı sağlamış. Kısa, öykü tarzı bu güzel kitabı okumanızı tavsiye ederim. İyi okumalar... ( Okumak bizim için özgürlüktür.)
Hasretinden Prangalar Eskittim
Şehirlerden, ovalardan değil dağlardan, sesleniyordu şiirlerinde. Zamana yenilip geçmişin tozları arasında kalmadı geleceğe de miras kaldı şiirleri.
Hasretinden Prangalar Eskittim; Ahmed Arif ‘ in tek şiir kitabı. Şiirlerinde birden çok temayı işleyen: Çukurova’ dan Ankara’ ya, hasretten öfkeye, mahpustan sevdaya, Diyarbakır Kalesi’ den Anadolu’ ya... Usta şairimiz, şiirlerini yazarken döneminin edebi akımlarına katılmamış, edebi endişelere kapılmamış, sanat için sanat değil insan için sanatı benimsemiş. Şiirlerinin özünü insan-a dair ne varsa-oluşturmuştur. Şiirleri başta Ahmet Kaya olmak üzere birden çok sanatçı tarafından şarkılara dönüştürülmüş ve daha farklı tınılarla insanlara ulaştırılmıştır.
Hangi konuyu ele almış olursa olsun harika bi biçimde hakkını vererek şiirleştirmeyi başarmış Ahmed Arif. Kitap şairimizin şiirleri dışında, şairimiz ve şiirleri üzerine değerlendirmede bulunmuş olan başka şairlerin değerlendirmelerini, oğlu Filinta Önal’ ın sunuşu, şairimizle söyleyişleri ve kitaplaştırmamış lise yılllarına ait başka şiirleri de barındırıyor. Diğer şairler tarafında yapılan ve özellikle Cemal Süreya’ ya ait mükemmel bir değerlendirmeyi de bizlere sunuyor.
Bundan çok daha fazlası olan kitap, mutlaka elinize alıp okumanız gereken; içinde size aşkınızı, sevginizi, hasretinizi, özgürlük tutkunluğunuzu size dair bir çok duygu ve düşüncenizi betimleyen bir eser. Okumayı unutmayın :) Şiirle kalın...
Leylim Leylim
Ahmed Arif’ in güçlü kaleminden Leylâ Erbil’ e yazılan; aşk/ sevgi, sancılı, acıklı, sevinçli, öfkeli, hasret - özlem dolu, 1954-1959 yılları ve 1977’ de yazdığı son mektuplardan oluşuyor kitabımız.
Şair diye tanıdığımız Ahmed Arif’ in mektuplarını okurken sadece şiir alanında yetkin, güçlü bir edebiyatçı olmadığını aslında başka türlerde
Okur Takip Önerileri
ALTINCI KOĞUŞ / Anton Pavloviç ÇEHOV
Bir kasabadaki hastahanede görev yapan bir doktorun yalnızlığını ve bu yalnızlığa paydaş olacak arkadaş arayışının macerası. Yalnızlıktan kendini iyice kitap ve dergi okumaya veren, bazen istemesede her ne kadar tatmin etmese de zorunlu arkadaşlıklar kurmakta olan doktor Andrey Yefimıç aradığı, muhabbet edebileceği kişiyi bulacaktır ancak ironik bir durum yaşanacaktır. Bu durum bana Mevlana ile Şems’i Tebriz’i arasındaki dostluk, muhabbet ve bu durumdan dolayı yanlış anlaşılmaları hatta haklarında gay -eşcinsel- dedikoduları çıkarılmasını hatırlattı.
Yazarımız Anton Pavloviç ÇEHOV yalın, açık anlaşılır bir dille ele aldığı bir kitap. Klasik Rus yazarların uzun uzadıya betimlemeleri bu kitabımızda da görüyoruz. Basit ve etkili bir olay örgüsüne sahip.
İyi okumalar...
1984
1984- GEORGE ORWEL
Hayvan Çiftliği’ ni okurken yazar dikkatimi çekmeyi başarmış kitap bitince de beğenimi almıştı. Bununla birlikte başlayan merakım 1984’ ü de okumamı sağladı. Sizin de diyeceğiniz gibi iyi ki bu kitabı da okumuşum. 1984’ e gelirsek:
Oligarşi neydi? Totaliter bir anlayışla devlet yönetiminde insan haklarından ne derece söz edilebilir? İşkence ve acı karşısında dayanma gücünüzün sınırı nerde bitiyor? İnandığınız doğrular adına nelerden vazgeçebilirsiniz?
Yukarıdaki tüm soruların ve daha fazlasının cevaplarını yazarımız o kadar ustalıkla ve mükemmel bir şekilde kitapta vermiş ki daha iyisi olmaz. Dilin sadeliğine, kitabın akıcılığa diyecek laf yok. Olay örgüsü her ayrıntısı ince ince düşünülerek işlenmiş. Kitap üç kısımdan oluşuyor ve her kısım kendi içinde başka bir kitap aynı zamanda birbirine bağlı tek kitap gibi.
Okyanusya ülkesinde yaşayan, totaliter bir partisi yönetiminde bulunan halkın her türlü özgürlükten- gezme, içme, ikinci bir elbiseye sahip olma, haz alarak sevişme, istediği her şeyi düşünebilme- yoksun bırakılmasını, insaları programlanabilir robot olarak görülmesini, her türlü manipüle edilmesini kendisinde hak gören bir partinin ve buna karşı duran Winston’ un hikayesini içeriyor.
Peki Proleterler bi şeyler yapacak mı?
Ayrıca bu kitapla birlikte sözcük dağarcığımıza yeni ve ilginç sözcükler de ekleniyor : Big Brother ( Büyük Birader), Düşünce Polisi gibi.
Okurken sarsılacağınız, bitince de etkisinden kolay kurtulamayacağınız bir kitap. İyi okumalarrrr....
Komünist Manifesto
Komünizm nedir? Komünist kime denir? Diye sorulsa hepimiz yalan yanlış veya kulaktan dolma olan bilgileri sıralamaya başlarız. Bunlarla birlikte önyargılarımızı veya komünistliğimizi de. Aslında çoğu konuda böyleyizdir, işte bunlardan birisi de KOMÜNİZM. İster bu fikrin babaları deyin isterseniz de din veya toplum düşmanları deyin ama komünizmin gerçeğini, ne olup ne olmadığı öğrenmek isterseniz mutlaka bu kitabı okuyun. Karl Marx ve Frıedrıch Engels’ in birlikte oluşturdukları bu kitapta gerçek Marksizm, komünizmle birlikte dostluğu da bulacaksınız. Okuduktan sonra haklı çıkabilirsiniz ya da büyük yanılgı yaşayabilirsiniz. Anlatımı için sade anlaşılır diyebileceğimiz bir kitap. Fikirsel, düşünce üstüne olduğu İçin daha dikkatli okumak gerek. Şahsen katıldığım yerler de katılmadığım yerler de var. Kitap bittiğinde kendime sorduğum sorular şunlar oldu; Bu fikirin gerçekleştiği bir ülkede yaşam nasıl olur? Küba’da yaşayan insanların hayatları nasıl? Ülkelerinin yönetim şeklinden memnunlar mı? Mao Zedong Çin’ e gerçek komünizmi mi getirdi? İyi ki okudum diyeceğiniz için okumanızı tavsiye ederim. İyi okumalar...
Görmek
KÖRLÜK salgın hastalığı biteli ne kadar zaman geçti? Tekrar GÖRME(K) yetisine kavuşmak tüm sorunları çözmüş müdür? Hastalık geçeli 4 yıl oldu ama olaylar henüz bitmedi. Üstelik yeni farklı bir boyut kazanarak geri geldi. Yine adı bilinmeyen bir ülkenin adı bilinmeyen başkentindeyiz. Körlük kitabında olduğu gibi yazarımız bir iki noktalama işareti dışında nerdeyse başka noktalama işareti kullanmamış. Konuşmalar kesintisiz-satır başı veya paragraf olmadan- devam ediyor. Yazarın kullandığı dil son derece açık ve anlaşılır. Körlük’ e göre bir nebze biraz daha fazla dolaylı anlatım olabilir. Yazarın; siyaseti, iktidarı, yönetim anlayışını, güç ve koltuk sevdasını ince ince hicvedişini okurken hayranlık duyacak, olaylara bakış açınız değişecektir. Olaylar patlak verdiğinde Niccollo Machiavelli’ nin
“Amaç, araçları meşru kılar.
Amaca ulaşmak için her araç yasal ve ahlakidir.
Adalet daima güçlüden yanadır.” sözlerini sürekli düşüneceksiniz. Jose Saramago’ nun mutlaka okunması gereken bi başka muhteşem kitabı. Kesinlikle okuyun, lütfen okuyun :)) İyi okumalar.....
Körlük
Körlük, açgözlü olmayı değiştirebilir mi? Yada gerçek kişiliğimizin ortaya çıkmasını sağlayabilir mi? Kitabımızın konusu, körlüğün salgın hastalık gibi yayıldığı adı bilinmeyen bir ülkenin adı bilinmeyen bir kentinde, toplumda korku ve paniğin hakim olması sonucu ortaya çıkan kaos, pislik, açlık ve zorbalık ortamında, kentteki akıl hastanesinde karantinaya alınan, oradan kurtulunca da birbirinden ayrılmayan, biri çocuk yedi kişinin hayatta kalma mücadelesini ve başlarından geçen olayları, sadece akıcı bir dille anlatmaktadır. Kitapta dikkat çeken özelliklerden bazıları; hiçbir kahramanın adının olmayışı, nokta ve virgül dışında hiç noktalama işaretlerinin kullanılmamış olması ve konuşmaların dahi devam eden satırlar halinde olması.
Kitap, Sigmund Freud’ un özgür ortamda insanın cinsellik ve saldırganlık tezinin doğruluğunu kanıtlar nitelikte.
Ayrıca yazar, KÖRLÜK’ ün devamı niteliğinde yazdığı ikinci kitabı olan GÖRMEK adında kitabı da var.
Okurken müthiş haz alacağınız, elinizden bırakamayacağınız çok etkileyici bir kitap. Mutlaka okuyun, lütfen okuyun :))
İyi okumalar..
PUTLARIN ALACAKARANLIĞI Frıedrıch NIETZSCHE
PUTLARIN ALACAKARANLIĞI
Frıedrıch NIETZSCHE
Toplumsal, ahlaksal, dinsel (Hıristiyanlık) kuralların insanı köleleştirdiğini, insanın özgür düşünmesini ve yaşamasını engellediğini; bu tür kural veya normların var oluşunun insan için engel hatta geriye götüren şey-ler olduğunu, bunların insanlar tarafından Putlaştırıldığını ve bu Putların karanlığının ne kadar koyu olduğunu da Alacakaranlık olarak tasvir ediyor.
NIETZSCHE bu kitabında filozoflardan tutun psikologlara, sanatçılardan devlet memurlarına, Sokrates’ ten Goethe’ e, eğitim sisteminden dini vaazlara kadar bir çok konu ve kişi üzerine eleştirel yazmış ve bunu yaparken de çok ama çok ağır bir dil kullanmış. Öyle ki kendisi bunu şöyle ifade ediyor “ Benim endişem başkalarının on kitapta anlattığını benim on cümlede anlatmamdır.” Bir okuduğunuzu tekrar tekrar başa dönüp okuyacaksınız. Zaten NIETZSCHE’ den de başka bi şey beklenmez.
Kesinlikle okunması gereken kitaplardan biri her ne kadar kolay anlaşılmasa da hatta bazen hiç anlaşılmasa da. Anlaşılan yerlerde ise kendiniz NIETZSCHE ile tartışırken bulabilirsiniz :) keyifli iyi okumalar ...
Putların AlacakaranlığıFriedrich Nietzsche · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20216,2bin okunma
İçimizdeki Şeytan - Sabahattin Ali
İÇİMİZDEKİ ŞEYTAN ; İlginç, dikkat çekici bir isim. Okumaya başlamadan önce üstüne tahminler yürüttürecek türden. Sabahattin ALİ tek kitapta üç farklı konuyu ele almış:
Güçsüz, iradesiz bir kişinin doğru ve yanlış kararlar arasındaki gel gitleri,
Toplumda bilgili, aydın geçinen kesimlerin iç yüzlerini,
Ve toplumda güncel olan konuların, gündemin insanlara olan etkisini.
Seçilen konular olsun kitabın adı olsun beğeni toplayacak türden. Üzerine biraz da Aşk serpince tamamdır. Ne yazık ki bunlara rağmen okurken hayal kırıklıkları yaşadım. Sıkıcı bir anlatım, gereksiz uzun uzadıya tasvirler okurken kitaptan kopmalara neden oluyor. Bir yerden sonra sırf kitabı bitirme çabasına girebilirsiniz. Yazarımız sanki kitabın adını kanıtlamak, okuyucuyu ikna etmek için fazla ısrarcı olmuş. Kitabın sonlarına doğru kahramanlarımız Ömer ve Macide’ nin başından geçenler tekrardan dikkatinizi toplayacaktır.
Arka kısımda kalan ve ilginizi çekecek belki de kitabın asıl konusu diyebileceğimiz Milliyetçilik- Turancılık fikirlerinin yanlışlığını anlatmak istemiş yazarımız. Bu fikirlerin sadece yanlışlığını değil, bu fikirdeki kişilerin hem ahlakça hem de bedenen çürümüş, düşmüş olan kişilermiş gibi göstermeye çalışmış.
İyi okumalar...
Siddhartha Hermann Hesse
Bir arayışın hikayesi. Kendini, özünü, öz Benin’in arayışı. Ne demişti Yunus Emre “... Bir ben vardır bende, benden içeru...” Kahramanımız Siddhartha, delikanlı zamanlarında hep bir şeylerin eksikliğini hisseder; huzuru, mutluluğu bulmak gerektiğini ve bunun da asıl Benin bulunmasıyla gerçekleşeceğinin düşüncesindedir. Böylece kahramanımızın macerası başlayacaktır. Kendini arayışı kimi zaman ormanlarda yarı çıplak halde, aç bir şekilde çileci Samanların yanında ve kimi zaman da bir yosmanın taze çatlamış incir gibi dudaklarında.
Hint kültürünü, Budizm’i görecek, meditasyonu yaşayacaksınız okurken. Kimi devrik cümlelerin oluşu dikkatinizi okurken toplamanızı sağlarken kısmen de okumanızı yavaşlatabilir. Psikoloji, dini anlamda yazılmış güzel bir kitap. Okumanızı tavsiye ederim. İyi okumalar.
Bir Delinin Hatıra Defteri
Bir Delinin Hatıra Defteri, Palto ve Burun olmak üzere üç öyküden oluşan kitap sade ve akıcı bir dille yazılmış. Hatta Gogol bazen okuyucuyla konuşuyormuş havasını bile vermiş anlatımına. Birinci öykümüz ki kitabın adı - Bir Delinin Hatıra Defteri- okuduğunuzda gerçek anlamda bir delinin psikolojine kapılıyorsunuz. Empati kurmamak elde değil. Delinin hayata karşı mücadelesi, hayata tutunmaya çalışma çabası yer yer üzülmeye hatta kendimizi eleştirmeye götürüyor.
Diğer iki öyküyü okurken de yazar bunları neden yazmış diye düşünebilirsiniz. Ancak palto ve Burun öğrendiğim kadarıyla Ruslarda önemli konularmış. Psikoloji konusunda okunması gereken kitaplardan biridir. İyi okumalar dilerim.
Bir Delinin Hatıra Defteri (Palto ve Burun Öyküleriyle)Nikolay Gogol · İndigo Kitap · 202155,9bin okunma
YABACI ALBERT CAMUS
Kendi çevremizde gördüğümüz ve davranışlarına anlam veremediğimiz bi takım insanlar vardır. Bizen içine kapanık gibi gelirler veya sanki psikolojik sorunları varmış gibi. Sosyal davranışları toplumsal algımıza ters düşer. Durumlar karşısında yapılması gereken davranış beklentilerimizi boşa çıkarırlar. İşte yazarımız Albert Camus bu kitabında bu karakterde bir kişinin içsel dünyasını, durumlar karşısında psikolojisini, düşünme biçimini ve hislerini kahramanımız Meursault üzerinden betimliyor. Farklılığından dolayı dış dünyaya, topluma YABANCIlaşan, dışlanan kahramanımızın başından bazı olaylar geçer ve bununla birlikte kendinizi kahramanın iç dünyasında buluyorsunuz.
Okurken, yazarın sanki sözcüklerden tasarruf etmek istermişcesine hissine kapılıyorsunuz. Psikoloji tarzında kitap okumayı sevenler için önerilir.
Ters Yüz
Yazar okuyucuyu kitaba bağlamak ve kitabı akıcı hale getirmek için kitabın başından ortalarına kadar gerçekleşmeyecek ama her sayfasında sanki bu sefer gerçekleşecekmiş hissi oluşturan ateşli bir sevişme sahnesini kullanmış. Kitapta olay veya macera veyahut şaşırtıcı bir şeyler yok. Kısmen entrikalar kullanılmış ama bu bile yetersiz kalıyor. Başladığınız İçin bitirmek zorundayım düşüşüncesini yaşayabilirsiniz. Okuduktan sonra sonra size çok bir şeyler katmaz ama kitap okumuş olursunuz. Kitabın kapak tasarımı dikkat ve ilgi çekici olabilir keşke içeriği de öyle olsaydı.
