Balkondaki yeşil çamaşır ipinde 3 gündür bekleyen siyah çorap tekini tutan soluk pembe renkli tek kanadı kırık mandal gibi bir gece.
Zinnureee... Vay, vaaaay... Amma da büyümüşsün. Ne de güzel olmuşsun demez miydi? Anamı, babamı, dalından düştüğüm dut ağacını sormaz mıydı? Sonra o kış gecelerini. Başımı dizine koyup da okuduğu kitapları dinlediğim, babamla Rauf Bey'in tesbihlerini çeke çeke sohbet ettikleri, mangala gömülü patateslerin kebap olduğu, karın kapı önlerine diz boyu yığıldığı, rüzgârın pencerelerde ninni söylediği kışları. Uzun kışları. Kısacık yarı yıl tatillerini. Saklambaçları, dizlerde, dirseklerde açılan yaraları.
Reklam
Ev çi dem û dewrane xwe di bînim têde Dûrbûn û sirgûnî yê dibînim dirojan û rêde kul û xem li şûn kêf û şahîyan xwe didin hev û hin bi hin tên bi pêde wek rêwîyê rênenas
Bizden Başkalarına, Onlara, Çocuklara
Lekelerinin ülkesine gelin gidecektim Gidip bir ambulansa şoför olacaktım. Kanamalı bir hastam var abi, durmadan doğuruyor da... Ya da caddede bir tramvay Kırmızı bir kaynaştırma harfiydim Elbette çanlarımı çalacaktım Ben tünel olacaktım, sevgilim İstiklal! En son Taksim'e varacaktık. Ünlü bir aşk sarkıcısı olacak, İstanbul'un vücudunda turnaya çıkacaktım. Annemin ölümünü eskiciye satacaktım On mandal karşılığında. Bol rüzgarlı bir balkonum olacaktı, dalgalanacaktım.
Sayfa 32
"Özür dilerim," diye fısıldadı ikisine de. "Çok üzgünüm, çok üzgünüm, çok üzgünüm!" Mandalı elinde sımsıkı tutuyordu, sonunda yine onlara seslendi. "Söz veriyorum, size hikâyeyi anlatacağım," dedi, "Achilles'i ikinize nasıl getirdiğimi."
Sayfa 437 - Martı Yayınları, 1. Baskı: Kasım 2018Kitabı okudu
Öz-Değişim
Fark ettiğim şeylerden biri kendime değiştirmeden kimseyi değiştiremeyeceğimdir.
Sayfa 35
Reklam
1,000 öğeden 441 ile 450 arasındakiler gösteriliyor.