berivan

berivan
@mandalsht
391 syf.
10/10 puan verdi
çok özür dilerim mehmed abi, her şey için
Evet, beni derinden, her şeyiyle sarsan, küçücük bir cümlesinde bile kendimi hayal etmekten geri duramadığım, bu kısmi otobiyografik anlatı için bi şeyler söylemeden geçip gidemezdim. Mehmed uzun'un okuduğum ilk kitabı değil, ama keşke ilk olsaydı. öyle olsa, daha farklı bir bilinçle, bir şeylerin daha farkında olarak, daha fazla anlamaya
Ruhun Gökkuşağı
Ruhun GökkuşağıMehmed Uzun · İthaki Yayınları · 2013740 okunma
Reklam
272 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
allahım ben çok sevdim bu kitabı. asla bir şeyler söylemeden geçemeyecekmişim, bitirdiğimden beri onunla oturup kalkıyorum. kitabı kafasını çok çok sevdiğim bir canım arkadaşım vermişti bana baya önceden. neden daha önce okumamışım diye kısa süreli bir hayıflanma geçirdik. yazarın okuduğum ilk kitabı. bir yunan miti olan minotorla başlıyor bir
Hüznün Fiziği
Hüznün FiziğiGeorgi Gospodinov · Metis Yayınları · 2017897 okunma
336 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 9 days
Kitabı sahafta görüp incelemeye başladığımda, hemen okuyayım diye büsbüyük heyecanla aldım. 59 yazarın hayatta olmayan yazarlara yazdıkları mektupların toplamından oluşuyor. Yeraltına mektuplar diyince işin metafizik kısmı daha çok ön planda gibi duruyor ilkin, ama daha bir gerçeklikle yazılmışlar sanki. Bir de asla okunamayacağını bile bile yazınca ( aşırı kesinmiş gibi) nasıl olunuyor, daha mı açık sözlü, daha mı ne olursa olsun gibi diye düşünüyor insan. Yürürken ben kime yazardım acaba diye düşünüyordum. Böyle seçmeye çalışıp ona kafadan hazırlık yapmak da çok hoştu. Mektup türünde yazılmış olmaları, kolay okunabilir hissi verse de, her birinden sonra biraz sindirmek gerekiyor sanırım. (bu da tam anlamıyla nasıl oluyorsa) Ben o yüzden daha bir bir şeyler yazarak okudum. Yine de çok yalın ve apaçık ilerledi. (daha çok türle ilgili bir kısım bu tabii) Bazı yazarları hiç bilmediğimi fark ettim mesela, çok sevip okuduğum birini çok etkilemiş ama ben ismini bile duymamışım. Orda o kocaman yetersizlik çarpıyor işte, hep de çarpacak. Bazı mektupları tamamen işaretledim, tekrar tekrar okunur, güpgüzellerdi çünkü. Kitapla ilgili hiçbir şey yazılmadığını görünce, belli bir referans olabilir diye yazmayı düşündüm. 2013’te yapılmış 1. baskıyla devam ediyor hala. Belki gelir devamı da. Ben büyük hüznüne rağmen severek okudum.
Yeraltına Mektuplar
Yeraltına MektuplarMurat Yalçın (Editör) · Yapı Kredi Yayınları · 201310 okunma

Reader Follow Recommendations

See All
168 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 3 days
Kitap, temelde Kürt ulusal hareketinin başlangıç döneminden 20. Yüzyıl başına kadar olan zamandaki sosyopolitik olayların incelemelerinin sentezi gibi. Her şeyden önce kendini okutabilen bir akıcılığı var. İçerdiği konuların hala dipdiri karşımızda olması da ayrıca ilgi çekicidir. Verilen her bilgiden sonra dipnotlarda kaynak belirtilmesi, işin farkı boyutlarca değerlendirilmesini de sağlayabilirmiş gibi geldi bana. Kürt aydınlanmasında büyük role sahip birçok kürt aydınının, eğitime ve kültürel faaliyetlere verdikleri öneme, bu konuda yürütülen büyük çaplı çalışmalara da ayrıca yer verilmiş. Devletin, bugün dahi uyguladığı totaliter rejimin, var olma mücadelesi veren Kürt halkı üzerinde yarattığı derin tahribatı görmek için bizim çok da matah araştırmalara ihtiyacımız yok. Bazı yerleri okurken, aslında hiçbirine çok da uzak olmadığımızı öyle net hissettim ki. Bu kadar zaman değişen şeylerin bunca az olması direkt şunu sorduruyor insana ‘kolektif kötülüğümüzün bu kadar sıradanlaşmasını nasıl bu kadar rahat sindirebiliyoruz?’ Sadece belli bir zamanı kapsadığından dolayı yeterli bir kaynak değildir bence, ama yine de kafamda bazı şeylerin daha iyi oturmasını sağladı. İnsanların bu kadar yaşama bağlı olması bende çoğu zaman boşunalık duygusu yaratırken, okuyunca hayran olunulabilir mi acaba diye düşündüm. Bazı yerlerde çok üzülünülmesi dışında iyi okunurmuş.
Kürt Aydınlanması
Kürt AydınlanmasıCelîlê Celîl · Avesta Yayınları · 201316 okunma
253 syf.
10/10 puan verdi
Sahaftaki abiyle gerçeküstü seviyorsan mutlaka oku diye konuşmuştuk, filminden de çok bahsetti hatta, izleyeceğim onu da en kısa zamanda. Boris Vian'ı sadece ismen biliyordum önceleri. Kitaptaki antimilitarist antikapitalist duruş çok hoştu öncelikle, incelikle de eleştirilmiş hem. Son kısımlarda din kisvesi altındaki yozlaşıklık öyle güzel örneklenmişti ki, bu konuda hiçbir şeye artık şaşıramam herhalde diye düşünürken yüzümü buruştura buruştura okudum hep. Keşke yüzümde şeyh çıldırtan yarıklar da olsaydı. Öyle hoş bir hastalık tanımı vardı ki, üzülünemiyordu bile romantikliğini düşünmekten. Ciğerindeki nilüferden hastalanan güpgüzel bir kadın ve bunun yine çiçeklerle düzelebileceği ümidi.. Kitaba sadece aşk romanı deyip geçmek vicdanen rahatsız ederdi sanırım beni, ama bazı yerlerde öyle salt sevgi vardı ki hoş hoş okudum. Ayrıca aynı zamanda Vian'ın yakın arkadaşı olan Jean Paul Sartre'den de çokça bahsedilmesi, hatta ayrıca bu bağlamda 'Jean Sol Partre' nin yaratılması da ilgi çekici başka bir kısımdı. Hatta Chick'in ona ve kitaplarına bu kadar bağlılığı bana Canetti'nin körleşmesini hatırlattı. Özellikle sonuna doğru hiç bırakamadan okudum, hatırlayınca buruk buruk şaşıracağım yine bu kadar farklılığına.
Günlerin Köpüğü
Günlerin KöpüğüBoris Vian · E Yayınları · 20111,794 okunma
Reklam
Reklam