Tanrı’nın olmadığını (herhangi bir şeyin hiç var olmadığını asla ispatlayamayacağınız şekilde) ispatlayamayacağınız kabul edilir ve bu normal olarak algılanır. Önemli olan Tanrı’nın çürütülebilir olup olmadığı değil (ki çürütülemez değildir) varlığının mümkün olup olmadığıdır. Bazı çürütülemez şeylerin diğer başka çürütülemez şeylerden çok daha olanaksız olduğuna mantıkla hükmedilir. Tanrıya, varolma olasılığı hesaplanamayacak olan ayrıcalıklı bir şey olarak bakmak için hiçbir sebep yoktur. Ve Tanrı’yı kanıtlayamayacağımızı veya çürütemeyeceğimizi ve bu yüzden de var olma olasılığının yüzde 50 olduğunu söylemek için de kesinlikle sebep yoktur. Aslında göreceğimiz gibi durum bunun tam tersidir.
Sayfa 60
"Mültimilyoner, buna rağmen çok da çekici olan bir erkek, birlikte yaşadığı yoksul ve sevimsiz kadın tarafından kapıya konulduğunda, o umutsuz acıyla, paranın bütün gücünü imdada çağırıp dünyanın nüfuzunu harekete geçirir, yine de kabul edilmezse, metresinin yenilmez inadı karşısında, mantıklı bir açıklama arayacağına, Kadehin kendisini gönlünden vurup öldürmek istediğine inansa, daha iyi eder. şıkların mücadele etmek zorunda oldukları, ıstırabın kışkırttığı muhayyileleriyle boş yere tahmin etmeye çalıştıkları bu engellerin kaynağı, bazen, kendilerini kabul etmeyen kadının kişiliğindeki bir tuhaflık olabilir; kadının budalalığı olabilir; âşığın tanımadığı kimselerin kadını etkilemesi, ona bazı korkular aşılaması olabilir; kadının o sırada hayattan, ne âşığının, ne de servetinin kendisine verebileceği türden bazı zevkler beklemesi de olabilir. Sebep ne olursa olsun, âşık, kadının kurnazlığıyla gizlediği, aşkın çarpıttığı kendi sağduyusunun ise, doğru olarak tahmin etmesine imkân vermediği engellerin niteliğini anlayabilecek konumda değildir. Bu engeller, doktorun sonuçta etkisiz hale getirdiği, ama kaynağını bulamadığı tümörler gibidir; tümörler gibi sırları çözülmez ama geçicidirler. "
Sayfa 86 - Yapı Kredi Yayınları 1996 (PDF), Çeviren: Roza Hakmen Şiir çevirileri: Ahmet GüntanKitabı okudu
Reklam
Kız ona baktı, şaşırmıştı. “Ama... yani ondan önce ne vardı? Bir şey olması gerek, değil mi?” “Ben de bunu söylüyorum,” diye üsteledi Luis Rocha. “Öncesi yok. Koca bir boşluktan oluşan ve zamanla dolmaya başlayan bir uzaydan bahsetmiyoruz. Büyük Patlama uzayın bile var olmadığını gösteriyor Anlamıyor musunuz, uzay bu patlamayla var oldu. İzafiyet
Olanlar beni fazlasıyla ürküttü, yaraladı, yıktı. Buna rağmen onları izah etmeye çalışmayacağım. Benim için korkunç olan olaylar, çoğu insana abartılı gelebilir. Belki bundan sonra, hayallerimin alelade olduğunu, korkuyla anlattığım durumların olağan sebep sonuç ilişkilerinden doğan bir dizi sıradan olaydan başka bir şey olmadığını düşünen, benden daha ağırbaşlı, daha mantıklı, daha sakin kimi zeki insanlar çıkabilir.
- Aslâ tanrının varlığına dâir kesîn bir delîl elde edemeyeceğiz, tıpkı mantıklı bir sistemdeki ispât edilemez if’âdelerin doğru olduğunu ya da parçacıkların belirlenimci davrandıklarını ispât edemeyeceğimiz gibi. Bizden gizlenen şey bu şeylerin işleyiş şekilleri değil, kesîn ispatlarıdır. + Peki, tanrının varlığını gösteren kesîn işâretler nedir? - Mantık açısından en ilginç ve akla en yatkın iddiâ Platon ve Aristoteles tarafından ortaya atılmış, Azîz Aquinalı Thomas tarafından geliştirilmiş ve Leibniz tarafından da son şekli verilmiştir. Fikrin temelini formüle etmek zor değildir. Fizik ve günlük yaşamdaki tecrübelerimizle her şeyin bir sebebi ve sonûcu olduğunu, bir olayın sonucunun diğerinin sebebi olarak bunun sonu gelmez bir şekilde devâm ettiğini biliyoruz. Şimdi de geçmişte yaşanmış tüm olayların sebebine bakacağımızı varsayalım. Eğer evrenin bir başlangıcı varsa bu döngünün de bir başlangıcı olması şart değil mi? Sonuçlardan geriye doğru giderek evrenin yaratıldığı ve bizim Büyük Patlama dediğimiz âna ulaşırız. Peki, buna neden olan neydi? Makineyi ne harekete geçirdi? Büyük Patlama’ya ne sebep oldu? Thomas arkasına yaslandı. + Sanırım bu soruya derste cevap verdiniz, değil mi? Zamân yaratılmamış olduğundan Büyük Patlama’dan önce ona neden olacak bir şeyin olmasının da mümkün olmadığını söylemiştiniz. - Görüyorum ki iyi dinlemişsiniz. Bunu söyledim ama bunun nedeni sâdece bilimadamlarının böylesine zor bir konunun etrâfından dolanma çabasından başka bir şey değildir.
Sayfa 303 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
"Başımıza gelenlerin ardında mantıklı bir sebep var mı, yoksa bunlar sadece şans eseri mi?"
Sayfa 372Kitabı okudu
Reklam
494 öğeden 441 ile 450 arasındakiler gösteriliyor.