Yıllar sonra bir gün Attar'ın Mantıku't-Tayr'nın İngilizce bir çevirisi elime geçti. Okurken, öyküyü bildiğimi fark ettim. Uzaktaki bir şey yakınıma geldi; insanın hayatının iki yarısının birleştiği, her şeyin bir düzene oturduğu ve dünyanın anlam kazandığı o garip anlardan biriydi.
Hüdhüd kuşu dilinden
bir hadis-i şerif (ben kaynaklarda bulamadım)
Peygamber şöyle buyurmuştur / Ne zaman yola çıkarsanız/bir arkadaş bulunuz ki yol sizin için kolay olsun.
(Eşine ölene dek bağlıdır/Yaşlanan anne babasına yiyecek taşır/ Peygamber Efendimiz katlini yasaklamıştır.)
"Al bunu sana aldım."
"Eyvallah. Çok teşekkür ederim."
Feride'd-Din-i Attar'ın Mantıku't-Tayr isimli kitabını uzatta elime.
"Oku bunu seversin herhalde. Bakarsın senin de Simurg'u bulmana yardım eder."
"Ben aramıyorum ki Simurg'u."
"Aramayan adamın kendini heder ettiği görülmüş müdür evlat?"
Onun makamı senin canının taa içidir. Canının dış yüzü ise Allah'ın emirlerini kabul etmeyen nefsindir. Canın taa içinden derin bir ah çektinmi, insan her şeyden kurtulur.