256 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 8 days
Giuseppe Arcimboldo, 1527’de Milano’da doğmuştur. Babasının de sanatçı olmasıyla beraber onun yakın arkadaşı aynı zamanda Leonardo Davinci’nin öğrencilerindendi. Bu nedenle Arcimboldo’nun Leonardo da Vinciden etkilendiğini de söyleyebiliriz. Kendisi, İmparator Ferdinand, 2.Maximilian ve 2.Rudolf tarafından el üstünde tutulmuştur ve habsburg hanedanı için birçok resim yapmıştır. Hatta bir eserinde Büyük Türk Savaşından da detaylar var (habsburg’un gücünü övmek için çünkü osmanlı o savaşta yenildi). Manyerist tarzı benimsemiş olan Arcimboldo’nun en önemli eserleri ‘Dört Mevsim’ ve ‘Dört Unsur’ serileridir. Resimlerini incelerken hayran kaldım. Arcimboldo’nun olağanüstü bir yeteneğe ve zekaya sahip olduğunu düşünüyorum. Ardında bıraktığı sanatsal mirastan Salvador Dali, Arnold Böcklin, Marcel Duchamp gibi Sürrealist sanatçılar da etkilenmiştir. Kitap bana sanatsal ve tarihsel açıdan çok katkı sağladı. Hatta şu ana kadar Arcimboldo benim favori ressamlarından. Keşke bu seri yeniden basılsa…Sevdiğim eserlerini aşağıya yazıyorum. İlginizi çekerse inceleyebilirsiniz. Kutsal Bakire’nin Ölümü Bahar Toprak Sonbahar Bahçıvan Bir başta dört mevsim Vertumnus Flora
Arcimboldo
ArcimboldoLiana De Girolami Cheney · Yapı Kredi Yayınları · 201435 okunma
88 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 27 hours
Arka sayfa
Gradiva, hem psikanalitik bir incelemeye tabi tutulan ilk edebiyat yapıtı, hem de birçok sanatçının esin kaynağı olarak bir mit haline gelmiştir. 1902’de Neue Freie Presse adlı Viyana gazetesinde tefrika edilen novella, Freud’un 1907 tarihli incelemesi Jensen’ın Gradiva’sında Hezeyan ve Düşler’e esin vermişti. Antikçağdan kalma bir rölyefi saplantı haline getiren genç arkeoloğun hikâyesi Freud’un çok ilgisini çekmiş, yapıtı adeta bir psikiyatrik vaka gibi incelemişti. Zira Freud parçalı bir geçmişten gün yüzüne çıkardıklarıyla anlamı yeniden inşa etme çabasında, arkeolojiyi psikanaliz için bir metafor olarak görüyor, kendisinin de aynı kazı çalışmasını insan zihninde yaptığını düşünüyordu. Bu incelemeyi kaleme aldıktan birkaç ay sonra Roma’yı ziyaret ettiğinde, rölyefi görmek üzere Vatikan Müzesi’ne gitmiş ve tıpkı Jensen’ın karakteri gibi bir kopyasını edinip Viyana’daki çalışma odasına asmıştı. Mitoloji, psikanaliz ve düşlerin kesiştiği noktada duran Gradiva, Salvador Dali, André Masson, Marcel Duchamp gibi sürrealistlerin de esin perisi haline geldi. André Breton 1937’de Paris’te açtığı galeriye Gradiva adını vermişti. Sürrealistler için Gradiva düşlerin ve çılgın aşkın gizemini temsil ediyordu.
Gradiva - Bir Pompei Düşü
Gradiva - Bir Pompei Düşü
Gradiva - Bir Pompei Düşü
Gradiva - Bir Pompei DüşüWilhelm Hermann Jensen · İş Bankası Kültür Yayınları · 2022564 okunma
Reklam
208 syf.
·
Not rated
·
Liked
Fakülteden mezun olalı yıllar oldu ve bu konu hakkında en son o yıllarda okumuştum . Hem bilgilerimi tazelemek açısından hem de Onur Ataç 'ın engin araştırma ve yordama becerisinden payıma düşeni almak açısından güzel bir okuma oldu bizim için . . Dadaizm ; 1. Dünya Savaşı sırasında ortaya çıkan , barbarlığa , (acıya,korkuya, yıkıma ve
On İki Öfkeli Sanatçıyla Dadaizm
On İki Öfkeli Sanatçıyla DadaizmOnur Ataç · Genç Destek · 202120 okunma
288 syf.
7/10 puan verdi
·
Read in 5 days
Yeni yeni sanat tarihi okumaları yapmak isteyen birisi olarak; giriş babında bilgi edinmek için aldığım birkaç kitaptan birisi bu eser idi. Okumadan önce bu platformdaki incelemelere göz atmıştım ve okuduktan sonra yapılan incelemelerin çoğunun tutarlı olduğunu gördüm. Kanaatimce eserin olumsuz yönleri; 1-Kronolojik bir sıra takip etmemesi. 2-Müelliflerin meydana getirdikleri eserlerin çözümlemesinin neredeyse yapılmayıp, yüzeysel olarak İsminin verilip geçilmesi. 3-Birçok eser isminin Türkçe'ye çevirisinin yanlış aktarılması. Bu eserin bana kazandırdıkları olarak şunları sıralayabilirim; 1-1.Dünya savaşı ile ilintili olarak ortaya çıkan birçok sanat akımı hakkında genel fikir edinme ve ileri okuma rehberi oluşturma. 2-Marcel Duchamp, Diego Rivera, Frida Kahlo, Marina Abromovic gibi sanatçıların hayatlarının; eserlerinin ilgimi çekmesi sonucu, bu şahıslara ait biyografi okumaları yapma isteği uyanması.
Sanat 101
Sanat 101Eric Grzymkowski · Say Yayınları · 2015973 okunma
208 syf.
·
Not rated
·
Liked
I.Dünya Savaşı’nın saçtığı kanlı dehşetin ve yıkımın nispeten daha az hissedildiği savaşın tarafsız bölgesi Zürih’te 1916 yılında bir araya gelen bir grup genç sanatçı ve savaş karşıtı isimler Hugo Ball ve Emmy Hennings’in açtığı kafede toplanarak “Cabaret Voltaire”i kurmaya karar vererek seslerini duyurmayı amaçlarlar. Savaş mağduru olan bu bir avuç insan yaşanan tüm savaşların sebebinin politikacılar ve onların stratejileri olduğunu biliyorlardı. Amaçları ve ulaşmak istedikleri hayalleri ise savaşı durdurmak için milliyetçi, burjuva söylemlerinin nelere yol açtığına dikkat çekerek, bu uğurda otoriteye karşı gelerek herhangi bir lidere ya da ideolojiye ihtiyaç duymadan burjuvazinin kirli sanatına meydan okuyarak onu yerle bir etmekti. Dünyayı saran savaş ateşinin içinde sanat yapmanın, sanatçı olmanın iki yüzlülük olduğunu düşünüyorlardı. Onlarla hesaplaşmanın yolunu kendi eserlerine konu ederek işledikleri insanlık suçlarını aşağılayıcı ifadelerle ifşa etmekte buldular. “Tristan Tzara, Marcel Duchamp, Francis Picabia, Hugo Ball, Jean/ Hans Arp, Marcel Janco, George Grosz, Kurt Schwitlers, Man Ray ve John Heartfield” Hayal kırıklığı içinde on iki öfkeli sanatçı...Yaşadıkları dünyaya, savaşa, topluma, yokluğa ve çaresizliğe on iki tepkili ruh... Yazar, iki dünya savaşının gölgesinde yepyeni bir sanat oluşturmak isteyen bu öfkeli ama iyi niyetli on iki sanatçının hikayesini görsel ve yazınsal bir bütünlük içinde sunmuş kitabında ... Yeniden başlamak ve kötü gideni değiştirmek isteyen tüm ruhlara ilham vermesi dileğiyle ...
On İki Öfkeli Sanatçıyla Dadaizm
On İki Öfkeli Sanatçıyla Dadaizm
Onur Ataç
Onur Ataç
On İki Öfkeli Sanatçıyla Dadaizm
On İki Öfkeli Sanatçıyla DadaizmOnur Ataç · Genç Destek · 202120 okunma
104 syf.
7/10 puan verdi
·
Liked
Portatif Edebiyatın Kısaltılmış Tarihi, gerçek karakterleri kurgusal bir hikayenin içinde konumlandırarak okuru hem edebi hem de sanatsal anekdotlarla yakalayan bir roman. Marcel Duchamp, Scott Fitzgerald, Walter Benjamin, Salvador Dali ve daha nice edebiyat ve sanat dünyasının dahi isimlerinin yer aldığı romanda, bir grup insanın yeni bir akım yaratmak için yaptıkları ve iç içe geçen hikayeleri konu ediniyor. Açıkçası kitabı okurken içinde geçen yazar ve edebiyatçılara hakim olmak gerektiğini düşünüyorum, aksi takdirde olay örgüsünün bütünlüğü anlaşılamayabilir. Yine aynı sebeple, eğer ki romanda geçen yazar ve sanatçılara hakimseniz, romanın anlatımını oldukça eğlenceli de bulabilirsiniz.
Portatif Edebiyatın Kısaltılmış Tarihi
Portatif Edebiyatın Kısaltılmış TarihiEnrique Vila-Matas · Can Yayınları · 201825 okunma
Reklam
80 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 27 hours
Duchamp gerçekten bayıldığım biri; kendisini sanatçı olan ve olmayan arasındaki çizgide tutan bana göre efsane bir insan! Yaptığı işlerde genelde fikirlerini ön planda görüyorum; eserlerine anlayarak bakmak, onları daha eşsiz kılıyor. Zaten ready mades dediğimiz şeyler normalde de olan kapitalizm düzleminde hızlı üretilen şeylerin mülkiyet ve imzayla bizle buluşturulması, e dolayısıyla esere şahsın yorumu olmadan bakarsak pek bir anlam da ifade etmez. Bundan çıkartacağınız sonuç çnce bir Duchamp’ı tanıyın sonra da eserlerine biraz daha onun penceresinden bakın!
Marcel Duchamp ve İşin Reddi
Marcel Duchamp ve İşin ReddiMaurizio Lazzarato · Kolektif Kitap · 201744 okunma
424 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 11 days
Sanata dair
Paul delaroche Pieter bruegel( özellikle flemenk atasözleri resim incelemesi ) Gustav klimt John william waterhouse William adolphe bouguereau Peter Nicolai arbo Louis gallait Hieronymus Bosch ( dünyevi zevkler bahçesi resim çözümlemesi baya ayrıntılı)
Umberto Arte ile Sanat
Umberto Arte ile SanatUmberto Arte · Destek Yayınları · 2019874 okunma
120 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 11 days
Aynı harflerle yazılan ama harfleri yer değiştirince ayrı anlama gelen sözcük ya da cümlelere anagram deniliyor.Unica Zürn, anagramlarla kendine ait bir dünya inşa ederken aynı zamanda çiziyor da... Hans Bellmer ile tanışıp, Paris'te yaşamaya başladığı dönemde, Andre Breton, Marcel Duchamp ve Henri Michaux ile de yolları kesişiyor.Henri Michaux'ta çocukluğunda düşlediği ideal kocayı görüyor ve Yasemin Adam'ı yazmaya başlıyor.Ancak şizofreninin ilk belirtileri de görülüyor.Hayatının büyük bölümü kliniklerde geçiyor. Yasemin Adam, şizofreninin gölgesinde yazılmış çok farklı bir metin.
Yasemin Adam
Yasemin AdamUnica Zürn · Dedalus Yayınları · 201850 okunma
438 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 10 days
Güzelliğin tarihine yolculuk
Umberto Eco bu eserinde geçmiş günlerden bugünlere uzanan bir yolculuğa çıkarıyor bizi ; güzel olanın yolculuğu ... Bu yolculukta karşımıza birçok sanat akımı : antik Yunan’da idealize edilmiş sanat , apolloncu ve dionysoscu sanat , gotik sanat , rokoko sanatı , yeniklasikçi sanat , romantik sanat , mistik ve sembolik sanat , dadaist sanat , art
Güzelliğin Tarihi
Güzelliğin TarihiUmberto Eco · Doğan Kitap · 2006173 okunma