"Bu doğru değil. Asıl ben senin için asla, ama asla vere- tyr olamadım." "Aynı fikirde olmamaya razı olalım." "Yaşadıklarımızdan sonra, tek kelime etmeden çekip gıtmışken, senın için fazla iyi olduğumu nasıl söylersin an- layamıyorum." Sydney'nin şaşkınlıktan ağzının açık kalması Luke'u güldürdü, bu durumu fırsat bilerek ona doğru eğildi ve kafa- sındaki düşünceleri dağıtmaya çalıştı. Onu ürkütmek istemiyor gibiydi, dudakları ağzının üs- tünde nazikçe hareket ediyordu. Sydney kollarını onun boynuna doladı ve dilinin Lu- ke'un ağzının derinliklerine doğru inmesine izin verdi. Bu tepki Luke'un içinde kıvılcımlar çakmasına sebep oldu ve nazik öpücükleri gittikçe ateşlendi. Sonra birden geri çekildi. "Üzgünüm," dedi, güçlükle nefes alarak. "Bunu yap- mamalıydım." "Yapmam istedim." "Syd, seni çok arzuluyorum. Sadece bu gece değil, her gece. Istediğim son şey, seni aceleye getirmek ya da henüz hazır olmadığın bir şeye zorlamak." "Bu akşam ikimize biraz köstek oldum, ha?" Luke dirseğinin üstünde doğruldu. "Hayır, bebeğim," dedi, Syd'in yüzüne dökülen saçlarım iterek. "Bu senin hatan degil. Zaman alacak. Ne kadar mesafe aldığımıza bir bak." "Bazen hiç mesafe almadığımızı düşünüyorum.
Sayfa 115
Beklenildiği gibi, Sydney'nın dizlerinin bağı çözüldü ve ona doğru uzandı. Başlangıçta Luke sadece dudaklarını ha fifçe onun dudaklarına dokundurdu, ikinci hamleyi ona bi rakmak istiyordu. Onun ne yaptığını, ikisi hakkında karar verme yetkisini ona bıraktığını anlayınca. Sydney dilini ha. fifçe Luke'un altdudağında gezdirdi. Luke'un içinin ta derinliklerinden gelen bir inlerne du- yuldu. Cesaretlenen Sydney, bu kez dilini ağzında biraz daha ilerletti. Luke'un kolları hem çok tanıdıktı hem de tamamen yeni. Tadı, dudaklarının kıvrımları, onu tutuşu... Sydney onu rahat bırakmıyor ve baştan çıkarmaya çalışıyordu, arna Luke hâlâ direniyordu. "Luke," dedi soluksuz. "Evet tatlım?" "Öp beni. Lütfen sen de beni öper misin?" "Memnuniyetle." Sydney nefesi kesilerek onun ne yapacağını beklerken, Luke dikkatını Sydney'nin dudaklarına vermeden önce bütün yüzüne yumuşak öpücükler kondurdu ve bir kez daha, daha ileri gitmeden evvel aynı duyguları paylaştıklarından emin olmak istedi. Sydney, aşırı hassaslaşmış dudaklarının üstünde Lu- ke'un dilinin ilk dokunuşunu hissettiğinde, daha fazlası için neredeyse yalvarmak üzereydi. Nefes kesen bir tutkuyla dil- lerin ve dişlerin birbirine dolanmasının ardından Sydney, nasıl hālā ayakta durabildiğinden emin değildi.
Sayfa 58
Reklam
“Öyleyse, söyle bakalım, küçük kurt. Sana haksızlık edenleri cezalandırmak istiyor musun?”
Sayfa 67 - Pegasus
Yüzüme zoraki bir gülümseme yerleştirdim. Sessizlikte, tahtımda bir başıma oturarak sabırla, tatmin ve zafer hissinin içime dolmasını bekledim. Bekledim, bekledim, bekledim. Ama o his bir türlü gelmedi.
Sayfa 396
Neden onu yakalamaya çalışıyordum? Gemma bana karşı her zaman nazikti ve belki şimdi bile nazik davranırdı, içimde tuhaf, vahşi bir umut büyüdü. Herkes içinde Gamma beni yaptığım onca şeye karşın kabul edecek kişiydi. ... Sonra Gemma bizimle yüzleşmek üzere döndü... ve elinde bir yay vardı. Yayı kaldırdı ve oku attı. Eğilemeyecek kadar şaşırmıştım.
“Yalanlar, onları yalan olarak görmezsen çok daha kolay söylenir.”
Sayfa 143Kitabı okudu
Reklam
“Hayat hep böyle bir şeydi zaten; ne zaman kendinizi bulunduğunuz durumdan kurtaracağınızı ya da tepe taklak tekrar aynı koşulların içine düşeceğinizi bilemezdiniz.”
Sayfa 138Kitabı okudu
Günün birinde, toz ve rüzgârdan başka bir şey olmadığım zaman, hakkımda nasıl hikâyeler anlatacaklar?
Sayfa 318 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
Karanlıkla geçen bir ömürden sonra, ardımda ışıktan yapılmış bir şey bırakmak istiyorum.
Sayfa 317 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
Korku senin kılıcındır.
Sayfa 299 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.