Ah şu modern psikanalistler yok mu! Dünyanın parasını alıyorlar insandan! Benim zamanımda beş Mark’a Freud’un kendisi tedavi ederdi sizi. On Mark’a hem tedavi eder hem de pantolonunuzu ütülerdi. On beş Mark’a Freud kendisini tedavi etmenize izin verirdi… ki buna istediğiniz iki çeşit sebze de dâhil olurdu.
316 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Kesinlikle okunmalı. Atatürk'le büyümek nasıl olurdu anlıyor insan.
Atatürk'ün işleri ve insanları nasıl yönlendirdiğine şahit oluyor gibi hissettim. Şüphesiz son 200 300 yılın en büyük askeri ve yöneticisi. Kendisi bir marka ama aynı zamanda bir insan. Bunu da anlıyorsunuz.
Sabiha Gökçen
Sabiha Gökçen
'i ilk gördüğü andan beri onu neye dönüştüreceğine karar verdiğine eminim. Ancak bunu yaparken bir evlat sevgisiyle yaptığı da o kadar belli ki. Kısacası onu daha iyi tanıyorsunuz. İlk elden deneyimler gibi.
Sabiha Gökçen
Sabiha Gökçen
'in bu kitabı yazmasını da kendisinin istediği göz önünde bulundurulduğunda, anlıyorsunuz; her şey planın bir parçası ;) Büyük planların adamı ve gerçekleştiricisi, dahi ATATÜRK. Sonunu okumanın en zor olduğu kitaptı benim için. Yoğun duygularla yazıldığı için ağır geldi sanırım. Kesinlikle okumalısınız. Basımı an itibari ile yok. (Kasım 2023) İkinci elini Nadir Kitap'tan buldum.
Atatürk'le Bir Ömür
Atatürk'le Bir ÖmürSabiha Gökçen · Altın Kitaplar Yayınevi · 200042 okunma
Reklam
"İnsanlar makineye nasıl güle-oynaya teslim olmuş ise markaya da öyle tapıyor. Bu tam bir mistifikasyon. Marka giyerek sürüden ayrıldığını sanıyorsun. Farkı fark edin, diyorsun. Heyhat ! Bu aldanışın daniskası. Gerçekte sen de bu markanın bir neferi oluyorsun. Oysa imza şahsi ve muhteremdir. Tektir, biriciktir. Ecdadımız içinde bazı sanatçılar benlik davası gütmemek için eserlerinin altına imza atmamıştır. Var olmak, kesretten kurtulup vahdete erişmektir." Ah teslimiyet" sözü bu manadadır. Mesela dünyadaki onca minare arasında türk minaresi bir imzadır. Uzaktan gördüğünüz bir beldede Türk minaresi varsa, ecdadımız oraya bir imza atmıştır. Marka insanların şahsiyetini siler, onları tek tip yapar. İmza çeşitliliktir. Şahsiyetin muhafazası, kimliğin ispatıdır. Türk minaresi milletin imzası ise her minare camiyi yapan mimarın imzasını taşır. Her caminin minaresi farklıdır."
İnsanlara boykot uygulayın, şu marka İtrail'i destekliyor İtrail senin kardeşin, çocuğun yaşındaki çocukları, bebekleri öldürüyor diyoruz. Diyor ki ben ne yiyeceğim ne kullanacağım! Ya Peygamber Efendimize ve onunla İslam'a giren Müslümanlara 3 yıl boykot uygulandı. Hastalıklarla, açlıkla mücadele ettiler. Yine dinlerinden dönmediler. Yine mücadele ettiler. Bu cümleyi söylemek için çok aciz ve cahil olmak gerekiyor! Lütfen yapmayın yaa Bir duruşunuz olsun Davanızın arkasında duramıyorsanız ne değeriniz var!
Dadaizm'den başlayarak 1960’Ii yilların muhalif sanatının çeşitli biçimlerine kadar, heterojenleri karıştırma siyasetinin başat bir formu oldu: Polemik. Polemik formu içinde sanat ile sanat-olmayan arasındaki alışveriş oyunu, heterojen unsurları çarpıştırmaya, form ile içerik arasında diyalektik karşıtlıklar kurarak toplumsal ilişkileri ve bu ilişkilerde sanata verilen yeri ifşa etmeye yarıyordu. Brecht’in karnabahar ticaretini konu alan bir tartışmaya verdiği şiirli diyalog [stichomnythie] formu, büyük lafların ardındaki hesapları ifşa ediyordu. Dadaist tuvallere iliştirilmiş otobüs biletleri, saat yayları ve başka aksesuarlar, hayattan kopuk bir sanatın iddialarını gülünç duruma düşürüyordu. Warhol’un mü­zeye soktuğu konserve kutulan ya da Brillo marka bulaşık süngeri kutuları, yüksek sanatın yalnızlık iddialannı yalanlıyordu. Wolf Vostell’in star resimlerini savaş görüntüleriyle karıştırması. Amerikan rüyasının karanlık yanlarını gösteriyordu; Krzysztof Wodiczke’nun Amerikan anıtlarına projeksiyonla yansıttığı homeless [evsiz] görüntüleri, yoksulların kamusal alandan dışlanmasına parmak basıyordu; Hans Haacke’nin müze eserlerine yapıştırdığı küçük kartonlar, bu eserlerin spekülasyon nesnesi olduğu gerçeğini açığa çıkanyordu vs. Heterojen unsurların kolajı genelde şok biçimini alıyordu; şok, bir dünyanın altında saklı bir başka dünyayı açığa çıkarıyordu: tüketim mutluluğunun altındaki kapitalist şiddet, sanatın dingin görünümleri ardındaki ticarî çı­karlar ve sınıf mücadeleleri. Böylelikle sanatın özeleştirisi, devletin ve piyasanın tahakküm mekanizmalannın eleştirisiyle iç içe geçiyordu.
1) Boykot ciddi sonuçlar veriyor. ABD'de bir havaalanındaki Starbucks şubesinde yöneticilik yapan Katie, Siyonistlere ve destekçilerine karşı yapılan protestoların marka sahiplerine ciddi kayıplar yaşattığını açıkladı. Peki, neden boykot etmeliyiz?
1,000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.