Osman puzzle birleşti.
Romanı Osman’nın günlüklerinden ve günlüklerde geçen kişilerin gözünden okuyoruz. Muhteşem bir kurgu ile gerçek bir hayat gibi.
İç içe geçmiş hayatlar,zamanın acımasızlığı,insanların acımasızlığı,büyümek,büyüyememek,
bocalama,arayış,savrulma,sürüklenme, bir kadına nasıl kötü bakılır,hayatı nasıl mahvedilir…bundan daha iyi nasıl anlatılabilirdi!
Osman: Lüks ve marka düşkünü zengin aile evladının sorumsuzca para harcaması,marka ve lüks takıntısı ile yaşaması ve bunu yaşamı olarak bilen bir adamın kendi günlüklerinden hayatına şahit oluyoruz. Osman,hayalleri olan çabası olmayan(
Oblomov) yitik bir adam.
Her şey olmak isterken hiçbir şey olamayan bir adamın hikayesi.
Roman bitti,sanki kamyon geçti üzerimden.
OsmanAyfer Tunç · Can Yayınları · 20204,912 okunma
Esselâmu aleyküm ve rahmetu’llâhi ve berekâtûhû..
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
Bu kitabı bi zamanlar öyle çok okumak istedim ki. Çıktığı yıllar instagram da elden ele gezerdi herkeste görürdüm de bi alıp okuyamadım. Sitede okumuş olanların sayılarının azlığına bakıp aldanmayın, 1k kullanmayan çok insan var kullananlara
Fiziksel görünüşüne takıntılı olmayan insanları seviyorum. Spor salonuna gidip her yere fotoğraf atmayan, her konuda fikir sahibi olup sağda solda bağırmayan insanlar seviyorum. Marka takıntısı olmayan ve insanlara görünüşlerine veya kıyafetlerine göre muamele yapmayan insanları seviyorum. Çocuklarını gerçekten seven anneleri seviyorum, sadece annelik hevesi için çocuk doğurup onlara kötü davranan, onları umursamayanları değil. Güzelliğinin gücünü bilen kadınları seviyorum ama bununla uyum içinde yaşayan, sırf dikkat çekmek için gövdesini onlarca göze pazarlamayan kadınları seviyorum. Kanıtlayacak hiçbir şeyi olmayanları seviyorum, hâlâ kendileri için yaşayanları seviyorum.
Tüketim çağında yaşadığımız bir gerçek. Doyumsuzluk, yetersizlik çoğu bireyde hat safhada yaşanır hale geldi. Üstüne eklenen marka takıntısı da çabası. Rabb'imiz, nimetlerini kullarının üzerinde görmek ister fakat hayatlarının merkezine koymalarını istemez. Nimete karşılık, şükür ve kanaat bekler.
"Hâlık-ı Rahîm, nev-i beşere verdiği nimetlerin mukabilinde şükür istiyor. İsraf ise şükre zıttır, nimete karşı hasâretli bir istihfaftır. İktisat ise nimete karşı ticaretli bir ihtiramdır."
On Dokuzuncu Lem'a