Evrenselliği yakalamış bir yazarla karşı karşıyayız. Cibran, asi kişiliği, açık sözlülüğü sayesinde kendisini çıraklıktan ustalığa doğru yetiştirebilmiştir. Kilisenin ikiyüzlülüğü, Orta Dogu'da kadına değer verilmeyişinin hırçınlaştırdığı bir başkaldırı ustasıdır.
Eser, 3 kısa öyküden meydana gelmiştir: Martha, Çağların Tozu/Sonsuz Ateş ve Deli Yuhanna.
Martha,16 yaşına basan; ruhu, doğanın tüm sevimliligini yansıtan,cilalanmış bir aynaydı ve kalbi seslerin aksettigi geniş bir vadi gibiydi. Halbûki bu masum kızın sevgisi, ihanet ve hayal kırıklığı ile son bulur. Çürümekte olan uygarlığın akıntısıyla sefaletin pençesine düşmüştü ve toplum tarafından dışlanmıştı. Yaşamın pisliği içinde bir ava dönüşmüştü.
Çağların Tozu ve Sonsuz Ateş ise bir rahibin oğlu olan Nathan'ın sevdiği kadının yaşaması için Tanrılara adaklar sunmasına rağmen onu kaybetmesi ile başlar. Gençler M.S 1890 yılında reenkarnasyon ile yeniden birbirlerine kavuşma fırsatı bulmuşlardır.
Son öykü Deli Yuhanna'da kiliseye karşı yükselen sesleri ve sorgulamaları görmekteyiz. Acımasız papazlar , sokaktaki yoksullari görmüyor,açları beslemiyor,dini insanlara doğru bir şekilde değil kendi çıkarları doğrultusunda anlatıyor, sorgulamalar kesinlikle yasak,ağır maddi-manevi cezaları bulunuyor. Rahipler kendilerine ait çiftlikte refah ortamında hayatlarını idame ettiriyorlar. Yuhanna ise bu düzene başkaldırdığında halkın çoğu onu desteklemesine rağmen başarısız oluyor. Ve "deli" yaftası yemekten kurtulamıyor.
Keyifli okumalar dilerim.
