Bir gün Nazım Hikmet'le konuşuyoruz. Uhrevî âlemden bahsederken bende «yokluk» korkusu olmaz. Fakat, Moskova'nın bir marka, deri markası halinde onbeş dakikada bir talebe ihraç eden makinesinden mezun bu adamın cevabı hatırımda :
«— Yokluk'da, yokluğu da duymayacak bir rahatlıkta olacağım. Yani varlığın ıstırabını çekmeyecek, var olmanın da, yok olmanın da şuuruna mâlik bulunmayacağım!»