... çünkü insanlığı insanlık yapan, hep bir son fikriyle yaşamaktır. İnsan hep mükemmeli arar ama sonsuzlukta mükemmel kavramının geçersiz olduğunu bilmez.
Bir kente yeniden gelmek, görmekte olduğun düşü kendi kendine anlatmak gibi değildi, hayır unuttuğun bir düşü hatırlamaya çalışmaya benziyordu daha çok.
Bir kente yeniden gelmek, gördüğün bir düşü kendi kendine anlatmaya benziyordu. Hem de ertesi gün değil, hemen anında, düşü görmekte olduğun sırada anlatmak, uykunun derinliklerinde bir bilince vararak her anı, yitirmemek için, yinelemek...
Bu günlerde en zor şey insanların dikkatini çekmek. Sizce de öyle değil mi? Neden? Her şey ilginç çünkü. Her şey ilginçse aynı zamanda her şey sıkıcı demektir.
En incitici olanı da: kimse artık ona bilge demiyordu. Sadece diyorlardı ki: "Şu yemeyen, içmeyen, kimseyle görüşmeyen, kimseye ne ekmek ne tuz vermeyen, kendi sefil hayatından başka bir şey düşünmeyen mankafadan söz edildiğini duydunuz mu hiç?" Çokları da ona aptal ve ucube diyor ve suyun nasıl olup da böyle tiplere tahammül ettiğine şaşıyorlardı.