Latif ve narin ne vardıysa içimde,
Hoyratça kırdı geçirdi dünya,
Memnunum, barışığım yine de,
Sabırla yeni yapraklar veririm
Yüzlerce kez kırılmış dallarımdan
Ve tüm acılara rağmen hâlâ
Aşığım ben bu divane dünyaya.
Devamlı kendimi sorgular, ne yapmam gerektiğine karar vermeye çalışırdım. Tedirginliğimi ona hissettirmemeye çalışırdım ama bu mümkün olmazdı. Bir yanda gizli bir yemin, diğer yanda aşikâr bir sevgili vardı çünkü. Biri diğerini kovan iki tutku.
"Renkleri göz alan bir kuş idin de kurduğum tuzaklara doğru hiç uçmadın. Gönül gemisini bela fırtınalarıyla dolu deryalara saldım da bir kerecik yolculuk yapmadın. Canım şeker isteyip dururken kader yıllar yılı perhiz verdi de sen bir kez tatlılık eylemedin. Gözüm temaşa istedikçe sen kendini gizledin de gönül sıkıntılar çekti, dönüp bakmadın. Güneş senin yüzünü sakladıkça, gençliğim karanlığa battı; gündüzsüz gecelerde takatlarım kesildi, bilmedin."
Her daim saygıyı sevgi ile kazanın. Aksi halde nefretle kazandığınız saygı size yıkımdan başka bir şey getirmez. En güvendiğin insanlar bile sen düştüğün anda sana ilk tekmeyi atanlar olur. Sevgi ile kazanılan saygı yaşam için nefes alıp-verdiğiniz son ana kadar sizinledir. Liyakat sahibi değilseniz, yani yeterli donanımlara; Kültür, bilgi, eğitim ve liderlik gibi vasıflar da yetersizseniz saygıyı ancak konumun verdiği güçle insanlara karşı bu gücü kullanarak kazanırsınız. Bu da size belirttiğim gibi yıkımdan başka bir şey getiremez ve altınızda olan insanların kinini ve nefretini kazandırmaktan başka bir şeye yaramaz o kin ve nefrette fırsat bulduğunda ortaya çıkar ve sizi yok eder🦅😎