Şu an kitabın 76. Sayfasındayım, toplamda 296 sayfa. Kitap oldukça güzel başladı ve aynı şekilde oldukça akıcı. Verdiği bilgiden hemen sonra bunu örneklendirmesi ve ayrıca pek çok resim barındırması kitabı hem eğlenceli hem de akılda kalıcı kılıyor. Üstelik beden dili hakkında, eserin 76. Sayfa gibi düşük bir sayıda olmama rağmen oldukça şey öğrendim. Bu kitabın bana katacağı çok şey olduğunu düşünüyorum. Teşekkür ederim Joe Navarro, Marvin Karlins ve daha nicesi .
"Yalnızca bir milyon yıl daha, " dedi Marvin, "su gibi geçecek bir milyon yıl. Sonra aynı hareketi geriye doğru deneyebilirim. Sırf değişiklik olsun diye, anlarsın ya."
MÖ 6. yüzyılda Pitagoras üçgenlerin kenar ölçümlerinin çok daha ötesine giden bir dinsel hareket başlattı: o ve takipçileri, daha çok ruhun hayvan bedenleri de dahil olmak üzere bedenden bedene göç ettiğine inandıkları için, et yemiyorlardı. 1840'larda vejetaryenlik terimi yerleşene kadar, et ve balık yemekten kaçınmaya "Pitagoras diyeti" adı veriliyordu. Hindular da, vejetaryenliklerini reenkarnasyon doktrini temelinde gerekçelendiriyorlardı, ama Marvin Harris gibi kuşkucu bazı antropologların daha doğrudan bir açıklamaları var: Hindistan'da sığırlar toprağı sürmek ve süt ve (yakıt ve gübre olarak kullanılan) hayvan derisi sağlamak açısından vazgeçilmez öneme sahip hayvanlar ve körili dana etinin başlıca bileşeni olamayacak ölçüde değerliler. Hindu vejetaryenliğinin ruhani gerekçeleri, şiddet kullanmaktan kaçınma felsefesi temelinde hayvanlar konusunda daha açık kaygılar dile getirilen Budizme ve Jainizme taşındı. Jain keşişleri böceklere basmamak için önlerini süpürürler, bazıları da mikropları içlerine alıp öldürmemek için maskeyle dolaşırlar.
Bilinç'in tinsel önderleri belki teknolojinin ilerlemesini durduramaz ya da yavaşlatamazlar; ama onlar o teknolojinin eşitsizlikleri ve sömürüyü yoğunlaştırmak yerine azaltmak için nasıl kullanılacağı, teröre ve yıkıma yol açmak yerine insancıl ve yapıcı amaçlara hizmet yoluna nasıl sokulacağı konusunda halkın şaşkınlığını daha da arttırabilirler.
Bilimsel dünya görüşünü yıkma"nın tasarlanması tehlikeli değildir çünkü o uygarlığımızın teknolojik altyapısının her parçasını gerçekten zaten tehdit etmektedir.
Eğitim görmüş milyonlarca genç şuna ciddi olarak inanıyorlar ki sanki bir "kötü büyü" imiş gibi tüzel devleti öperek savma önerisi başka her hangi bir siyasal bilinç biçiminden daha az etkili ya da daha az gerçekçi değildir.
(…) inanç özgürlüğünün laboratuvarda kullanılması üstün bilinçli deneycilerin kömürleşmiş kalıntıları yarattıkları döküntülerle birlikte süpürülüp atılıncaya değin ancak geçici bir sıkıntı yaratır.
Cadı çılgınlığı "yeterince sağlam bulunmayan kurumsal bir yapının yansıması" olmanın çok ötesinde o kurumsal yapıyı savunmanın tamamlayıcı bir parçası olmuştur.
Cadı avlama sisteminin (kömür olmuş vücutlardan başka) ortaya koyduğu başlıca sonuç olarak yoksullar sonunda şuna inandılar ki onlar prenslerin ve papaların kurbanı değil cadıların ve şeytanların kurbanı idiler.