Zeynep Mutluer

Zeynep Mutluer
@marziya97
İslam, sen kalbimin derinliğisin.
Ah ömrüm ne boş geçtin sen! Ne beyhude cevelan ettin bu dünya aleminde. Bak ki kaç seneyi tamam ettin bu sürgün diyarında. Yaşın kaça geldi, kaç yaz, kaç bahar gördü gözlerin! Lakin sen halen dahi bir maksada eremedin.
Sayfa 45
Reklam
218 syf.
6/10 puan verdi
İz Bırakanlar
İz BırakanlarFatma Bayraktar Karahan
8.6/10 · 192 reads

Reader Follow Recommendations

See All
Derdini hiç kimseye şikayet edemeyecek denli mazlum olanları bir duyan var elbet.
"Dünya, vicdansız suçlular ve aciz seyirciler olmak üzere ikiye bölündü." Ebu Ubeyde Ne yazalım, nasıl yaşayalım bu söz üzerine? Utanç bile utanıp gelmiyor yüzümüze.
Reklam
Başkalarının acısına yüz çevirmeyi öğrendiğimiz gün, toplumumuzun mihenk taşı yerinden oynadı. Ötekini icat ettiğimizde, onunla aramıza kapanması güç bir mesafe koyduğumuzda, başkasının yoksulluğu ve çaresizliği bizde bir tiksinti hissi uyandırmaya başladığında, dünyamız yörüngesinden çıktı. Kollarımızı birbirimizin omuzuna atıp ufku birlikte seyretmeyi, ekmeğimizi ve kaderlerimizi bölüşmeyi bir geçmiş zaman sapkınlığı saydığımızda bir şeyler koptu gitti.
Çilesini çekmeye üşendiğin bir davanın, mükafatına mı talipsin?
Mevlana Celaleddin-i Rumi
Mevlana Celaleddin-i Rumi
Buharlaşan büyük anlatılarla birlikte, nereye tutunacağını bilemeyen, köksüzleşmiş, popüler kültürün oyuncağı haline getirilmiş bir gençlik... Nereye gidecek? Eve gitse, anne babalar orada televizyon seyrediyor. Sokakta kimi arkadaşları haşhaş çekip kendilerinden geçiyor. Sokaktakilerin yarısı müptela. Gençlerin pek çoğu internet üzerinden tanışıp chatleşiyor. Sanal alemde bir bilseniz neler olup bitiyor. Konuşmak ve sevmek bile şekil değiştiriyor.
Sevdiklerimize sunabileceğimiz en değerli hediyeyi esirgiyoruz onlardan: zaman. Yakınlık, samimiyet, dostluk gibi değerler, pastadan pay almamızı sağlamıyorlarsa eğer, kolayca çöp sepetine atılabiliyor. Sohbet için hiç vaktimiz yok. Hayat için umarsız bir koşturmaca, ilişkilere menfaat eksenli bir bakış, ruhlarımızı varolmanın ızdırabından sıyıran uçarı bir neşe; içtiğimiz suyu, soluduğumuz havayı kirletip duruyor.
Çağımızda benliğin anlam sağlayıcı kaynakları bir bir kuruyor. Hayatın anlamını devşirmek için işimize, banka hesaplarımıza, evimize, evimizin önündeki arabaya döndürüyoruz yüzümüzü. Maddi imkanlarımızın çokluğu, bize, bu hayatı doğru ve mutlu bir biçimde yaşadığımız yanılsamasını veriyor. Oysa hepimiz içimizde yaşanmadan bekleyen bir hayatın suçunu duyuyoruz.
Reklam
Rabbinin sevmediği ve razı olmadığı şeylerden vazgeç. Böylece belki, O da senden razı olur. Aklınla O'na sığın ve günahlarını bağışlamasını dile ki, seni affetsin. Korkusundan ağla ki, sana merhamet edip kusurlarını bağışlasın. Hiç şüphesiz tehlike büyük, bedenin zayıf ve ölüm ise sana çok yakındır.
İmam Gazali: "Ömrün bitmiş, fakat sen yalvarmış yakarmışsın, sana bir gün daha verilmiş; işte şimdi öyle bir günde bulunuyorsun, öyle bir günde ne yapacaksan, her gün aynı gayretle o işe sarıl, öyle çalış, öyle ibadet et, öyle yaşa."
Sayfa 155Kitabı okudu
276 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.