Ah hocam..
Bunca Müslüman, dünyanın dört bucağında baskı ve zulüm altında inim inim inlerken, topluca imha edilir, öldürülürken bu sorumsuzca tavır, vicdansızca masraf ve duygusuzca keyif bana göre değil!
Nişan, örf ve adete göre, şeriatın sınırları aşılmadan yapılabilir. Bazen öyle nişanlara şahit oluyoruz ki, bir düğün gibi. Nişan töreni bir düğünden farksız değil; koca salonlar, yiyecekler ve büyük masraflar. Nişan elbisesi, gelinlikten farksız değil; düğün için yapılan ne masraf var ise, nişan için de o masraflar yapılıyor. Bazen bir nişanı görünce bunun düğün mü, nişan mı olduğunu anlamak için, hanım kızın üzerinde ki elbisesine bakılması yeterli olur. Gelinlik yoksa bu nişandır.
Reklam
Yusuf çaresiz, "Şu kahveye girelim bari kardaşlar!" dedi. Dedi ya, içi de gitmedi değil. Yallah deyince üç çay içmeleri gerekecekti. Üç çay! Al sana masraf kapısı...
Everest YayınlarıKitabı okudu
Doğal gıda, en az masraf ve emekle üretilebildiğine göre, bence, en düşük fiyata satılmalıdır. Geçen yıl Tokyo bölgesinde, be nim meyvelerim, hepsinin içinde en ucuz olanlarıydı. Aynı zaman da birçok dükkân sahibine göre, tadı en leziz olanlarıydı. Tabi ki, en iyisi, meyvenin yerel olarak satılması, ve böylece taşımaya giden zaman ve masrafın önlenmesidir, ama böyleyken bile, fiyat uygundu, meyveler kimyasal madde içermiyordu ve tatları güzeldi.
Sayfa 103 - Kaos
“İsa'nın mezarı, üstünü temizlemek sevabı pay edile­mediği için, toz toprak içindedir. İpi kopararak düşen çanı hiç kimse kaldınp yerine takamaz. Beytüllâhim kilisesi de böyle idi: Enver Paşa, kilise camlarının niçin kırık bırakıl­dığını sorduğu zaman, masraf etmek sevabını milletlerin paylaşamadıklarını ve her teşebbüsün arkasından kan ve kavga çıktığını söylemişlerdi. Başkumandan kiliseyi bir jandarma müfrezesi ile sardırdı ve kilisenin pencerelerine yeni camlar ancak böyle takılabildi.”
Bu düşünce sahiplerini kitaptan çekip alabilecek kadar gelişelim artıkkk
''Televizyonların bir zamanlar en fazla izlenen programlarının belgeseller olduğu ne çabuk unutuldu... Şu anda kanallarımızda kaç tane belgesel kaldı?.. Ama öyle ya belgesellere niçin masraf edilsin ki!.. Söyler misiniz sayın medya patronları: İnsanlara bir şeyler verebilmenin ve insanlarla bir şeyler paylaşabilmiş olmanın huzuru içinde misiniz?... O her zamanki haber yorumlarınızla... O her zamanki arabesk anlayış ve müziklerinizle insanlara neler verebildiğinizi düşünüyorsunuz, iç sıkıntısı ve karamsarlıktan başka?... Yarışma programlarınızla her gün birkaç kişiye ev ya da araba kazandırmak mıdır yayıncılık?... Yoksa herkezi tabak çanak sahibi yaparak, bisikletlere bindirmek midir gazetecilik?... Kusura bakmayın ama dost acı söyler: Bu halinizle gazetecilere değil daha çok işportacılara benziyorsunuz...''
Reklam
İyilik ve İnsâniyet
Osmanlılar, gönüllerini tezyîn eden İslâm ahlakının zarafet ve nezāket numûneleriyle dolu bir hayat yaşamışlardır. Dolayısıyla Avrupa'da insanlar adeta idarecilerinin eli altında esir muamelesine tabî tutularak çok ağır şartlarda yaşarken Osmanlılar'da müslüman olmayan ahālī bile gâyet huzur ve rahat içinde ömür sürmekteydi. Nitekim bu
Sayfa 509 - Erkam yayınlarıKitabı okudu
Bana bak, Olivier. Kral gibi, imparator gibi insanlar fazla masraf etmemeli. Onlar halka örnek olmak durumundadırlar. Böyle olmazsa herkes israfa başlar, anladın mı? Bakıyorum, masraflarım her yıl biraz daha artıyor. Hoş şey değil bu. Geçmiş yılların rakamları da hatırımda. Dört yıl içinde sarayın masrafları bir kat artmıştı. Korkunç şey doğrusu!" Soluk soluğa idi. Biraz durduktan sonra devam etti: "Etrafıma bakıyorum, herkes benim paramla zengin oluyor. Yani açıkçası, hepiniz bir olmuşsunuz, benden boyuna para kazanıyorsunuz...
İktisatçılara uyarak işçiyi yaşayan bir makine gibi düşünürsek, işçinin aldığı ücrete bu makinenin bakımı ve tamiri için gereken bir masraf gözüyle bakarız.
İSTE EVLENDİK
— Düğün değil mi?.. Vallahi bilmem ki... Şimdi onu bunu eğlendirmek için dünya kadar masraf edeceğiz. Salon tutacağız.. Caz ister... Yemek ister, içki ister... Ne o?... Bir sürü insan eğlenecek. Üstelik de hiç kimse memnun olmadığı gibi, türlü dedikodu yaparlar
Nesin yayınlarıKitabı okudu
Reklam
kral XI. Lois-2
Bana bak, Olivier. Kral gibi, imparator gibi insanlar fazla masraf etmemeli. Onlar halka örnek olmak durumundadırlar. Böyle olmazsa herkes israfa başlar, anladın mı? Bakıyorum, masraflarım her yıl biraz daha artıyor. Hoş şey değil bu. Geçmiş yılların rakamları da hatırımda. Dört yıl içinde sarayın masrafları bir kat artmıştı. Korkunç şey doğrusu!" Soluk soluğa idi. Biraz durduktan sonra devam etti: "Etrafıma bakıyorum, herkes benim paramla zengin oluyor. Yani açıkçası, hepiniz bir olmuşsunuz, benden boyuna para kazanıyorsunuz."
Yanan Ormanlarda Elli Gün
Eski yazı öğreten köy okulları yalnız doğuya has değil,Kayseri’de,Konya’da Malatya’da,Antep’te,Adana’da bunlar dan bir sürü var. Doğuda beterin beteri var.İrtica kaynakları var.İcazetli hocalar yetişti. ten medreseler var.En büyüğü Norşin medresesidir.Osmanlılar devrinden kalmadır.Atatürk devrinde bile faaliyetini tatil etmemiştir.Yüz elli kadar talebesi var.Başında da Şeyh. Masum bulunmaktadır.Diyarbakırda. Hizan medresesi eskidir.Diyarbakır Lice ilçesinde Hane köyü medresesi. Silvan. medresesi ve sonuncusu Lice’de Molla Halilin medresesi. Bir pazarından kendime bir kara şalvar,bir kasket,eski yırtık pırtık bir gömlek,bir lastik ayakkabı,beli sar. mak için kuşak,esans ve cilt cilt kuranlar aldım.Aldığım kıyafetleri. giydim. Mardin kapıda posta arabasını bekler lerken esans satıyorum. Sakallı,başlarında sarık sarılı ihtiyarlar,çarşaflı kadınlar,genç erkekler,uzun bıyıklı orta yaşlılar,boyunlarında. Kuran aşılı çocuklar kanyon,araba veya arkasına römork takılı traktör bekliyorlar. Arkadaşımla posta arabasına bindik Molada bir kahve sahibi kahvedede radyo ile daha çok para kazanılır diye radyo aldım.Mollalar bu tür şeylerden hoşlanmadığı için radyoyu satacağım dedi.Yoksa bu kadar masraf ettiğim. Kahveyi radyo yüzünden satmak zorunda kalacağım.Çoluk çocuğumun rızkını bu kahveye yatır. dım
Sayfa 32 - YkyKitabı okudu
Profesyonel bilgi almak masraf değildir, değerli bir yatırımdır..
Sayfa 19
Eğitim ve öğretimin önemi.
Eğitim-öğretimin demokratlaştırılması esasını ilk ilan eden İslam dinidir. Bu malumumuz olmakla beraber, şu da meçhulümüz değildir ki, İslam âleminde, yani Doğu'nun en önemli bir kısmında bu farz yerine getirilmemiş, genel, mecburi ve parasız eğitim kanunu uygulanmamıştır. İslami Doğu'da uygulanmayan bu İslami düstur Hıristiyan Batı'da uygulama sahası bulmuştur. Eğitim-öğretim itibariyle Batı'dan nispeten geride kalmış olan Rusya'da inkılap olup Sovyetler hükümeti iktidar mevkiine gelince, bütçesinde ordudan sonra en büyük masraf sütununu eğitim-öğretime açtı.
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.