‘’ Şu memleketin haline bakın: Vatan haini Nazım Hikmetof, Bursa'da, adeta lüks içinde yaşatıldı. Şehirde dolaştırıldı. Karısının oraya gelip gece kalmasına izin verildi ve Hikmetof'un veledi burada peydahlandı. Vatan haini Sabahattin Aliyef de Konya'da hastaneye naklolunarak aynı itibarı gördü. Ama iş Türk Harbiyelilere gelince o zaman infaz sistemi işlemeye başladı. Soğuk ve rutubetin başladığı bu günlerde bu 21 genci sığındıracak bir yer mi yok? 15 milyarlık bütçesi olan devlet, tesadüflerin mağdur ettiği bu talihsizlerin sağlığını korumak, onların kaybolmasına engel olmak için birkaç bin liralık bir masraf yaparak bunları insan gibi yaşayacakları bir binaya götüremiyor mu? Böyle bir bina yoksa kiralanamaz mı? Bütçe imkânsızlığı mı? Mebus maaşlarına zam için 40 milyon liralık tahsisat ne kolay kabul edilmişti!...’’
"Avrupa fatihi olmaya hazırlanan bir padişahın tacı da Avrupalı fatihinkileriyle yarışmalıdır! Hatta onlardan daha muhteşem olmalıdır. Mukayese edenler onunkinin üstünlüğünde hemfikir olmalıdır. Maruzatım budur devletlim." Buna katılıyorum İbrahimim,evet. Amma bir başka husu daha vardır. Sen ki sarayda, şehirde esasen devlette olan biten her şeyden haberdarsındır. Dolayısıyla vezirlerle papaların bu nevi harcamalara girişmemizi katiyen arzu etmediği de malumundur muhakkak. Tam hayati bir sefere çıkar iken böylesi tuhaf ve böylesi gösterişli bir başlığa bunca masraf etmek evla mıdır?" diye söylenecek erkanın sesine kulak vermemek nice olur dersin?"
Reklam
Bence durmak yok, kapatmaya devam. Daha ülkede kapatılacak çok şey var. Ben Kadıköy vapurundan inenler ne zaman kapatılacak, onunla ilgili bir hareket bekliyorum. Cep telefonları da hemen kapatılsın, kim bilir millet birbirine neler diyor orada, hepsi birer şer odağı! Ayrıca masraf ve zaman kaybı. Normal telefonlarda dinleniyor, kapatmışken onları da kapatalım bi zahmet.
Sayfa 107Kitabı okudu
Namaz, ne kadar kıymetdar ve mühim, hem ne kadar ucuz ve az bir masraf ile kazanılır, hem namazsız adam ne kadar divane ve zararlı olduğunu, iki kerre iki dört eder derecesinde kat'î anlamak istersen; şu temsilî hikâyeciğe bak, gör: Bir zaman bir büyük hâkim, iki hizmetkârını, -herbirisine yirmidört altun verip- iki ay uzaklıkta has ve
Evlerle Savaş
Körükler cılız olmak Evlerin hiddetini, Evlerle savaşımız Savaşların çetini. Evler her gün yollar bizi dışarı : - Git, getir ! Emredilen ekmeği akşamları
Sayfa 33 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Kapitalizmin Akıllanması" meselesi, kapitalizmin ezilen sömürülen yoksul tabakasına sahte bir tatmin olma, doyma ve rahatlama imkanı vermesine rağmen hiç bir masraf yapmamasıdır.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.