Bir trombosit anısı
Üniversiteye ilk geldiğim sene, derslerim çok kötü idi. Avarelik çağımdı. Nereden buldum bilmiyorum, Ege Üniversitesi Hastanesindeki lösemili çocuklar için yardım kampanyasına dahil oldum. Bir zaman sonra o çocukların "trombosit" denen bir maddeye ihtiyaçları olduğunu ve bunun kandan sağlandığını öğrendim. Ben de bağış için gittim.
Bugün evlenmenin maliyeti, en ponçik yerden baksan bile 250 bin lira. Hiç lafı uzatmayacağım, süslü cümleleri de bu defa kurmayacağım. Bu maliyetin artmasının bir çok sebebi olabilir ama ben bu konuda en çok sorumluluğun kız ve erkek annelerinde olduğunu düşünüyorum. Hiç mi acımıyorsunuz bu çocuklara hanımlar? "Zina arttı, ahlaksızlık
Reklam
Evleneceğim hanımefendi... “Kütüphanemiz için alışveriş yapmaya devam ediyorum. Sen şimdilik bu kitaplardan alma olur mu daha çok kitap aldım. Bunlar sadece görünen kısmı. Sen masraf etme bunlara..."
Ne kadar aptalca düğün adetlerimiz var. Kornaya basarak şehir turu atmak, havaya ateş açmak ; altın, eşya, gelinlik, damatlık, tuzlu kahve, traş, saç baş, bahşiş, çalgı ıvır zıvır bir ton lüzumsuz masraf ve vakit kaybı...
Namaz ne kadar kıymetdâr ve mühim, hem ne kadar ucuz ve az bir masraf ile kazanılır... ~√~
“Bana Mecnun’un gözler ile bak” der.
Türlü hile ve birçok masraf ile Leyla’yı alıp getirdiler. Halife, sabah erken mumları yaktırdı. Leyla’yı dikkatle gözden geçirdi, başını önüne eğdi saatler var ki düşüne durdu. Nihayet kendi kendine dedi ki; “hele onu konuşturayım, belki söz söylerken güler de yüzündeki güzelliği daha çok belirir.” dedi. Köşesinde hüznün cismi gibi duran Leyla’ya çevirdi yüzünü, sordu Halife Harun Reşid; “Sen Leyla mısın?” “Evet ben Leyla’yım” dedi Leyla “ama sen Mecnun değilsin. Onun başında olan gözler sende yok” öyle dedi Leyla, Halife Harun Reşid’e. Başkalarına baktığın gözlerle Leyla’yı nasıl görebilirsin. O gözleri yaşla yıkamadıkça söz kimindir bilmem ama hakikattir dahi herkesindir. “Bana Mecnun’un gözler ile bak” der. Seven sevgiliye Mecnun’un gözleri ile bakmalı. Eksiklik ne o vakit burda. İşe de Allah’a da sevgi ile irfan ile bakmalı. Bilgiyle bakmak başkaca iş. İslam sevgidir, aşktır, irfandır. Başkasını diyenler eksiktir. Sevgi kişiyi tevhide götürür. Tevhide varan varlığın cümlesine aynı nazarla bakarlar. O öyledir, şu şöyledir, falan haldedir. Kalır mı bu kem sözler bu dedikodular sevgi ile bakan da. Sevgisiz bakanın gözüne budaklar batar, kör eder. Kişi kendini kör eden de o körlüğe merhem biçare tabipler biçare. #TapdukEmre
Reklam
Anlayana...
Madem kocaman şirket işleri bir yemek masasına, bir dizüstü bilgisayara sığabiliyormuş, neden dikmişiz onca plazayı? Bir eşofman, bir terlikle de geçebiliyorken hayat, gardıroplara, giyinme odalarına ne gerek varmış? İş toplantıları video konferansla, alışverişler sanal marketlerle, eğitim uzaktan yapılabiliyormuş da neden işe, okula, alışverişe yetişmek için onca trafik çilesini çekmişiz, niye tonla egzoz dumanını yutmuşuz? Otomobilsiz de yaşanabilirken, o kadar parayı neden garajlara, kaldırımlara yığmış, yakıta, vergiye, bakıma onca masraf etmiş, trafik kazalarına savaşlardan daha çok kurban vermişiz? Madem hayat bir göz odaya sığıyormuş da, neden dünyayı talan etmişiz? Madem "Olmaya devlet cihanda, bir nefes sıhhat gibi"ymiş de neden hırslarımızın emrinde birbirimizin boğazına çökmüşüz? Meğer sırtımızda atılacak ne çok safra taşırmışız da haberimiz yokmuş... İçinden araba geçecek kadar büyük petrol borularına değil, bir makinenin hava pompaladığı küçücük plastik boruya muhtaçmışız oysa... Meğer nefsimizin uğruna, nefesimizden vazgeçermişiz... Anlayana.
2 gün önce çok yakın bir arkadaşım evlendi, orta sınıf bir düğün ve diğer masraflar 450 binin üzerinde masraf etmiş. Boşanmaların evlilik oranlarından fazla olduğu bir dönemde minimum 450 bin TL (faizini saymıyorum) borcun altına girerek mutlu olmayı beklemek... Ya kaçın, kaçırın ya da evlenmeyin. Böyle mutlu olunmaz.
Ek masraf çıkmasın diye hobi bile edinemiyoruz. Ne biçim iş bu yahu?
625 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.