"Bana bak Olivier. Kral gibi, imparator gibi insanlar fazla masraf etmemeli. Onlar halka örnek olmak durumundadırlar. Böyle olmazsa herkes israfa başlar, anladın mı?"
Küçüklüğümde uzun seneler oturduğumuz evdeki odamın camı sağımızdaki apartmanın yan tarafına bakıyordu. Ön cephesi pırıl pırıl boyalıydı apartmanın. Benim her gün saatlerce seyrettiğim yan cephe ise inşaat sıvasıyla duruyordu. En az on yıllık binaydı ama bir kez bile boyanmamıştı o taraf. Grinin en saçma hali, abuk sabuk bir yan taraf! Çok dikkat çekmeyen bir alan olduğu için gereksiz masraf olarak görmüş ve boyatmamışlardı muhtemelen. Ben daha o zamanlar, çocuk aklımla o duvara bakıp bakıp şuna benzer bir sonuca varmıştım. Herkes ve her şey, zayıf, acıklı ve masum yanlarını görünmez zannedilen yerlerinde gizleyip, diğerlerine gösterdikleri ön cephelerini ise süsleyip, güzelleştirip, bazen de acımasızlaştırıp, yan taraflarının kimse tarafından görülmediği yanılsamasıyla kendilerini kandırıyorlardı. Yanılıyorlardı ama. Birileri, sayıları az da olsa birileri için yan taraflar ön cephelerden daha önemliydi.
Birini gerçekten sevmek istiyorsanız ya da sevip sevmediğinizden emin değilseniz, ona herkesin gördüğü ön tarafından
değil de herkesten, sizden bile saklamak istediği yan tarafından bakmaya çalışın. Eğer yan tarafından da severseniz ya da seviyorsanız, gerçekten seviyorsunuzdur ...
Bugün, yirmi beşine basmış bir insan için, gözyaşı öylesine ender bir şey oldu ki, karşısına çıkan her kadına veremiyor insan gözyaşını. Fazla fazla ana babalara ağlanır, bu da onların hakkıdır, çok masraf etmişlerdir bunun için.
Bugün, yirmi beşine basmış bir insan için, gözyaşı öylesine ender bir şey oldu ki, karşısına çıkan her kadına veremiyor insan gözyaşını. Fazla fazla ana babalara ağlanır, bu da onların hakkıdır, çok masraf etmişlerdir bunun için.
Namaz, ne kadar kıymettar ve mühim hem ne kadar ucuz ve az bir masraf ile kazanılır hem namazsız adam ne kadar divane ve zararlı olduğunu, iki kere iki dört eder derecesinde kat’i anlamak ister..
Madem geldin, uğradın yanıma
yaslan, kavruk gövdem bu.
Yaşım kaç mı? Saymadım ki,
ya da unuttum , bağışla.
Bu: bir boşluk: içimde
Yaşamak izi de denir.
Sanki, nice kelebek tozu, içinde....