İstanbul'da Türkçe adlı dükkân, işyeri parmakla gösterilecek, sayılacak kadar azaldı. İşin garibi, memlekette, ata köyümüze kadar aynı durum olmuş. Babam direndi, illâ değiştirmeyeceğim diyor, "Ulan, burası sömürge oluyor" diye bağırıyor. Fakat bir gün, kapıya, kasketlerinde "New Byzantium Municipality" yazan, "Yeni Bizans Belediyesi" demekmiş , iki tane zabıta geldi; bize 2500 dolar ceza kestiler. Babam çırpınıyor, korkuyorum, kızıp götürecekler. "Sakin ol baba", diyorum. Sonra bir hışım, "on gün içinde İngilizce tabelâ asmazsanız, dükkânınız kapatılacak ve müsadere edilecektir" deyip gittiler. Tanıdık bir avukata sorduk. "Aman hemen dediklerini yapın, yoksa işiniz kötü, bilinçli olarak direniyor derlerse hapse bile atılabilirsiniz. KKMF'nin ("Küresel Kraliyet Para Fonu") üç ay evvel dayatıp apar topar geçirdiği yasalar arasında bu da var. Ha, ona göre!". Ne yapalım dövünmekten başka; üstelik bize hak verecek bir tanıdık bile bulamıyoruz. Sonunda biz de, bir sürü masraf edip, nah şu gördüğün rezil tabelâyı astık. Allah hâlimize acısın."