Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ramazan Oduncu

Ramazan Oduncu
@masterboru
Faber est suae quisque fortunae!
Ya bağımsızlık ya ölüm Bu kararın dayandığı en güçlü düşünce ve mantık şuydu: Temel ilke, Türk ulusunun onurlu ve şerefli bir ulus olarak yaşamasıdır. Bu ilke ancak tam bağımsızlığa sahip olmakla sağlanabilir. Ne kadar zengin ve bolluk içinde olursa olsun, bağımsızlıktan yoksun bir ulus, uygar insanlık dünyası karşısında uşak olmak konumundan daha yüksek bir muameleye layık olamaz. Yabancı bir devletin koruma ve kollayıcılığını kabul etmek, insanlıktan yoksunluğunu, güçsüzlük ve uyuşukluğu kabul etmekten başka bir şey değildir. Gerçekten bu seviyesizliğe düşmemiş olanların, başlarına isteyerek bir yabancı efendi getirmelerine asla ihtimal verilemez. Oysa, Türk'ün onuru, gururu ve yeteneği çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir ulus tutsak yaşamaktansa yok olsun daha iyidir. O halde, ya bağımsızlık ya ölüm! İşte gerçek kurtuluş isteyenlerin parolası bu olacaktır.
Reklam
Burada, çok önemli olan bir noktayı da belirtmeli ve açıklamalıyım. Ulus ve ordu, padişah ve halifenin ihanetinden haberli olmadığı gibi, o makama ve o makamda bulunana karşı , yüzyılların kökleştirdiği dinsel ve geleneksel bağlarla içten gelerek boyun eğmekte ve sadık. Ulus ve ordu bir yandan kurtuluş yolu düşünürken bir yandan da yüzyıllardır süregelen bu alışkanlığın güdüsüyle kendinden önce, yüce hilafet ve saltanat makamının kurtarılmasını ve dokunulmazlığını düşünüyor. Halifesiz ve padişahsız kurtuluşun anlamını kavramak yeteneğinde değil... Bu inanca karşıt fikir ve görüş ortaya koyacakların vay haline! Derhal dinsiz, vatansız, hain ve dışlanmış kişi olur....
Sayfa 8 - Kültür yayınlarıKitabı okuyor
Sinirlerimin bu dehşet verici hiçliğin baskısının altında gittikçe gevşemeye başladığını hissediyordum.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Söz konusu başkalarının derdi olunca nasıl da hep daha zeki ve daha nesnel oluruz..
Yaşadığımız hayat nasıl bir hayattır? Açıkça söylemekten korkmayalım: Şu kısa ömrümüz yoksulluk içinde, sabahtan akşama kadar uğraşıp didinmekle geçip gidiyor.
Reklam
Okuyor
Aşk; halden anlamak, çok lafı az etmek değil midir zaten? Lisan-ı hâlden öte kelam mı olur ehl-i dile?
Sayfa 47 - uğur tuna
Urgan Giriş
Onlar Âdemden beri günah onların Sevap bizimdir Isimsiz tablolarda yüzleri Toprağın bereketinde gözyaşları vardır Buralarda medeniyet Kadınların sırtında yükselir asırlardır..
Sayfa 6 - uğur tuna yayinları
Üstad
Tam otuz yıl saatim işlemiş ben durmuşum, gökyüzünden habersiz uçurtma uçurmuşum.
Büyük doğu yayınlarıKitabı okudu
Serbest bir meslek seçtim ve başarıya ulaşamadım. Memur da olsaydım, başarıya ulaşamayacaktım; zaten memur olmak, başarıya ulaşamamak demektir
Reklam
Anadan doğma entelektüel bile olsa bir kadın ya da erkek bir kere terk edilsin yeter. Bütün o fularlı zihniyet, yabancı edebiyat okuma takıntısı ya da ağız dolusu söylenen aşırı dozda sosyalist söylemlerin yerini "bir kulunu çok sevdim, o beni hiç sevmiyor" alır.
Ruh ve zıt kutbu nefs... Biri ak, öbürü kara iki erimiş maden gibi kalb potasına dökülüyor ve orada bir karışım billurlaştırarak kalbin hakikatini daire içine alıyor.
32 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.