“”Şüphesiz…” Çok defa cümlelerin başında dilimize musallat olan bu “şüphesiz” içinde kıvrandığımız şüphelerden hiç değilse sözle kurtulmak ihtiyacının ifadesi mi?…”
Bahtiyar olmaya alışmamış insanların, her saadetinde arkasında pusu kuran fena talihlerin bir suikasdinden ürkmelerine benzeyen sebepsiz bir korku içinde sevincini frenliyordu.
Büyük hayal kırıklıklarından sonra, arzu etmekten ürken ve kendi kabuğu içine çekilen ben, felaketlerin sebebini kendinde, kendi arzularında bulduğu için artık kendi kendini yemeye başlar.