hadi gidip görelim şu ihtiyarı, herif çok matrak, elli yaşında, bütün gün don atlet oturup çatlak bir fincanla şarap içiyor. perdelerini hiç açmıyor ve hiçbir zaman televizyonu olmamış. evden sadece şarap almak ve açık mavi 58 Comet'i ile hipodroma gitmek için çıkıyor.
geçirdiği rahatsızlık sonucu hastanedeki eşine moral vermek amacıyla 13 gün boyunca eşine yazdığı mektupları içeren kitaptır. bu mektupların içinde çok güzel sevgi ve hasret dolu cemal süreya şiirleri de vardır. sevgilim ben şimdi sevgilim ben şimdi büyük bir kentte seni düşünmekteyim elimde uçuk mavi bir kalem cebimde iki paket sigara
Reklam
İslam ♡
Burada her renkten ve dünyanın her yerinden Müslümanlar var. Mekke'de (Cidde, Mina ve Müzdelife'de) geçirdiğim gün- lerde hac ritüellerini anlamaya çalışırken krallarla vb. diğer yöneticilerle aynı tabaktan yedim, aynı bardaktan içtim ve aynı kilimin üzerinde uyudum. Ten rengi beyazłardan-beyaz olan, gözleri en mavilerden mavi olan, saçları en sarışınlardan sarışın olan kardeşlerimle... Onların mavi gözlerinin içine bakabildim ve beni aynı gördüklerini gördüm. Çünkü onların 'tek bir Tanrı'ya' olan inancı zihinlerinden 'beyazı' silmişti ve bu otomatikman onların farklı renkteki insanlara olan tutum ve tavırlarını değiştiriyordu. Onların "Tevhide (Birliğe)' olan inancı onları Amerikalı beyazlardan farklı kılıyordu ki onların rengi onlarla olan diyalogumda bir role sahip değildi. Tevhide duyduğu samimi inanç ve tüm insanları eşit kabul edişi onların beyaz olmayanları da İslam kardeşliği altında eşit görmesini sağlıyor.
Gün Olur
Gün olur, alır başımı giderim, Denizden yeni çıkmış ağların kokusunda Şu ada senin, bu ada benim, Yelkovan kuşlarının peşi sıra. Dünyalar vardır, düşünemezsiniz; Çiçekler gürültüyle açar; Gürültüyle çıkar duman topraktan. Hele martılar, hele martılar, Her bir tüylerinde ayrı telâş!.. Gün olur, başıma kadar mavi; Gün olur, başıma kadar güneş; Gün olur, deli gibi…
Sayfa 113Kitabı okudu
Bir gün büyük, geniş bir iskeledeydim. Nasıl oldu bilmem, gemi palamarını çözmeden iskeleden ayrıldı. Gemiyi bağlayan halat iskeledekilerin gözlerinin önünde gerilmeye başladı, insanlar uzaklaşmakta olan geminin kaptanını uyarmak için bağrışıyorlar, genç bir çımacı babalardan birine dolanmış ipi umutsuzca çözmeye çalışıyordu. Kol kalınlığındaki halat gerildi, gerildi, herkesin nefesini tuttuğu bir anda, havada gözle görülebilen bir elektrik çakımı bırakarak koptu. Denizin ve göğün mavisinden daha mavi elektriği gözlerimle gördüm. Kopan halat takip edilmesi imkânsız bir hızla iskeleye yöneldi, burnumun dibinden geçerek zavallı çımacının yüzünü parçaladı. Kopan halatın diğer parçasının geminin gövdesine vururken çıkardığı ses havada çınladı durdu bir vakit.Beraberlik canlı ise ayrılmanın bir gerilimi, gerilimin de bir tarihi vardır. Sizin kastettiğiniz an, o halatın koptuğu andır. Ama beraberlik ölü ise, ayrılmak, çürüyen iki parçanın birbirinden zahmetsizce kopması demektir. Çürümek acı vermez, ölü olan çürür. Çürüdüğünü anlatmak kolay değil, ölü olduğunu ikrar etmek ise çok zor.
"Göreceksin, acın bir süre sonra hafifleyecek. Tanrı bize dayanamayacağımızdan fazlasını vermez." "Sen sen ol, buna pek inanma. Gün geçmiyor ki Tanrı insana kaldırabileceğinden fazlasını vermesin. Dünyanın yarısı... çoğu zaman perişan."
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.