Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
“Jeff, Celis’in elindeki meyve sepetini alırken ‘Bir kadın ağır şeyler taşımamalıdır,’ deyince kız yüzünde gerçek bir şaşkınlık ifadesiyle ‘Neden?’ diye sormuştu. Tabii ki Jeff bu çevik, iri yapılı genç ormancının yüzüne bakıp da, ‘Çünkü kadınlar daha güçsüzdür,’ diyememişti, zira bu kız güçsüz falan değildi. Bir yarış atına, sırf yük atına benzemiyor diye güçsüz denir mi? Kem küm ederek kadınların ağır işler için yaratılmadığını söyledi. Kız önce ötedeki arazide iri taşlardan yeni bir duvar diken kızlara baktı, sonra dönüp kadınların inşa ettiği evlere, üzerinde yürüdüğümüz o pürüzsüz yola, ardından da Jeff’in elinden aldığı küçük sepete baktı. ‘Anlamadım,’ dedi sonra tatlı tatlı. ‘Sizin ülkenizdeki kadınlar bu kadarcık bir şeyi bile taşıyamayacak kadar güçsüz mü?’ ‘Bu bir gelenek,’ dedi Jeff. ‘Bize göre annelik öyle ağır bir yüktür ki geri kalan her şeyi erkekler taşımalıdır.’ ‘Ne hoş bir düşünce!’ Dedi kız mavi gözleri ışıl ışıl parlayarak. ‘Gerçekleştirebiliyor musunuz peki?’ diye sordu Alima o keskin zekasını konuşturarak. ‘Bütün ülkelerdeki bütün erkekler her şeyi taşıyor mu?’”
Sayfa 135
182 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Acıya karşı hissiyatım yok artık. Bu hayattan hiçbir beklentim de yok!
Mavi kelebekleri bilir misiniz? Takvimler 1995’i gösterdiğinde Sırplar Bosna halkını emsali görülmemiş bir biçimde katleder. Soy kırmaktan çok daha öte bir katliamdır bu. İşkence, tecavüz ne varsa barındırır içinde. Ve öldürdükleri Bosnalıları toplu mezarlara gömmek üzere yine Bosnalı kamyonculara taşıtırlar. Onların sonu da farklı olmayacaktır,
Mavi Kelebek
Mavi KelebekMunise Demircioğlu · Arete Yayınları · 02 okunma
Reklam
duvarları maviye boyadım maviyi çok seversin penceremde menekşeler dizili sularken şarkı söylersin gramafon da eski alaturka hoşuna gider bilirim o yaz evinin içinde denize nazır sabaha kadar bekledim seni birden dalgalar dedi ki gelmeyeceksin birden çıktım viraneden koşa koşa indim kumsala acı acı sövdüm sonra yüzümü kırbaçlayan rüzgara Haramiler - Mavi Duvar
Her şair, her usta, her ev, her mescit, her hoca, her ağaç, her duvar ayrı birer şahsiyettir. Taşranın ahengi içinde bir yer altı nehri gibidir. Üstündekileri besler, büyütür ama gücünün sırrını açığa vurmaz. O sebeple zahire değil, batına bakmak lâzımdır. Bu da elbet özel bir terbiye ister. Ruh terbiyesi..
Lord Kinross bir yabancı olarak o günleri şöyle tasvir ediyordu: "İstanbul, İtilaf Devletleri'nin himayesi altında üzgün, umutsuz ve felaket duygusunun ağırlığı altında ezilmiş gibiydi. Herkes, şimdi artık bize istediklerini yapar korkusu içindeydi. Soğuk ve karanlık bir kış başlamıştı. Kömür yoktu. Tramvaylar işlemiyordu. Boğaz vapurları az ve seyrekti. Ana caddeler yarı aydınlık, yan sokaklar da kapkaranlık olduğu için hırsızlara, soygunculara gün doğmuştu. Polis azdı. Türkler evlerine kapanmış, kendi kendilerinin gölgesi gibi ancak -o da ateş pahasına- ekmek almak için dışarı çıkıyorlardı. Beri yandan, Rumlar sokaklarda caka satarak dolaşıyor ve rastladıkları Türkleri itip kakarak duvar kenarına sürüklüyor, geleni geçeni Yunan karargâhında dalgalanan mavi beyaz bayrağı selamlamaya zorluyorlardı."
Sayfa 190 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Reklam
Zaten benim huyum buydu; kalabalıkken gizlediğim duygular yalnız kaldığım dört duvar arasında duvarlarla birlikte üzerime yıkılırdı.
Sayfa 85
Mavi duvar
Duvarlarıııı maviye boyadım, Maviiiii çoook severdiiiiiiin
İstanbul ağrısı kanatları parça parça bu ağustos geceleri yıldızlar kaynarken şangır şungur ayaklarımın dibine dökülen sen eğer yine İstanbul'san yine kan köpüklü cehennem sarmaşıkları büyüteceğim pançak pançak şiirler tüküreceğim demek yine ben limandaki direkler
240 syf.
8/10 puan verdi
·
17 günde okudu
Okul kütüphanesine gitmiştim. Yüzyıllardır devam eden Filistin-İsrail savaşı ile ilgili daha fazla bilgi öğrenip araştırma yapmak istiyordum. Birkaç kitap buldum ama Gazze’ye Yolculuk kitabı daha ilginç geldi bana. Bu kitabı seçip okumak istememin en önemli nedeni Sümeyye Ertekin'in Gazze'ye gidip oradaki durumu görmesi, yaşananları bize
Gazze'ye Yolculuk
Gazze'ye YolculukSümeyye Ertekin · Pınar Yayıncılık · 201146 okunma
Reklam
Tozlu topraklı duvarlar,kocaman kocaman açılmış,sırtan,sarkan duvarlar,şurada burada mavi yada sarı duvar kağıtları ,cüzzam yaraları gibi, iri iri parçalar,yıkıntılar arasında kırmızı kırmızı çiniler ve aralarında arsız otlar bitmiş kaldırım taşları.
Sen Ne Zaman Büyüdün?
eski duvar diplerinde karanlık sular ay vurmuş gölgelenmiş kuytular canım oğul güzel yiğit al gel kanlı gömleğini sana nasıl kıydılar! ben bu yürek yarasını bir gece elbistan'da duymuştum bir külüstür mapusâne zindanların en kötüsü gözlerinin moru vurmuş ak mendillere bir kelepçe sabahı ki türkülerin en acısı ben bu yürek yarasını bir gece
Sinan Cemgil, Kadir Manga ve Alpaslan Özdoğan anısına.Kitabı okudu
Frida Kahlo ve Diego Rivera Frida ve ünlü Meksikalı muralist Diego Rivera ilk kez 1922’de lisede bir proje üzerinde çalışmaya gittiğinde tanıştılar. Frida, Rivera’nın okulun konferans salonunda “The Creation” adlı bir duvar resmi yapış süreci boyunca Diego’yu sık sık ziyaret etti. Rivera’dan hem sanatsal ve hem de duygusal anlamda oldukça
1.197 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.