Ne güzel şey hatırlamak seni: bir mavi kumaşın üstünde unutulmuş olan elin ve saçlarında vakur yumuşaklığı canımın içi İstanbul toprağının.. İçimde ikinci bir insan gibidir seni sevmek saadeti.. Parmaklarının ucunda kalan kokusu sardunya yaprağının, güneşli bir rahatlık ve etin daveti: kıpkızıl çizgilerle bölünmüş sıcak koyu bir karanlık..
Sayfa 95 - Piraye İçin Yazılmış :SAAT 21 - 22 ŞİİRLERİKitabı okudu
Bu “inançsız yarı yüzyılda” büyüyen George Bernard Shaw, materyalist dünya görüşünün, çoğunluk üzerinde doğrudan doğruya kasvetli bir etki yaratmadığına işaret etmektedir. Shaw, “Darwin’in, menfaati olan herkesi memnun edecek bir şans elde ettiğini” söylemektedir. İnsancılara göre doğal seleksiyon kötülüğün, kapitalistlerin, sosyalistlerin ve militaristlerin çözümü olmuştur. Aynı zamanda On Dokuzuncu yüzyıl, şaşkın ve ümitsiz bir insan kalabalığının oluşmasına sebep olmuştur. Zola ve Goncourt kardeşler gibi neo-realistler, sadece “sefaleti”, hararet ve böceklerle dolu tropikal bölgeleri, yoksulluk ve suçla kirlenmiş şehirleri görebilmişlerdi. Zola ve Hardy, kalıtım ve çevrenin insan hayatındaki belirleyici etkisinden dolayı karamsarlık duyuyordu. Mallarme, Rimbaud, Valery gibi erken dönem sembolistler, bilim ve materyalizm tarafından yönetilen karanlık dünyadan, kendi güzelliklerini yaratabilecekleri mavi bir dünyaya kaçmıştı...
Reklam
Ölü Ruh
Ölmüştü. Ruhu ölü gibiydi. Bir hayvandı o, iş hayvanıydı. Ne yemyeşil yaprakların arasından geçerek inen gün ışığının güzelliğini görüyor, ne de kozmik sonsuzluktan bahseden ve sırlarını o yaprakların hışırtılarında açığa vuran mavi gök kubbenin fısıltılarını duyuyordu artık. Hayat dayanılmaz ölçüde sıkıcı ve aptaldı; feci bir tat bırakıyordu ağzında. İçgörüsünün aynasının üzerine simsiyah bir perde inmiş, güneş ışınlarının girmediği karanlık bir hastane odasında yatma hayalinden hoşlanır olmuştu.
Sayfa 174 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
...mavi duvarlardan yankılanıp geliyor...
...gözlerimi kapadığımda karanlık bir mahzen ve bir lamba görüyorum. Kubbe bir lambayla aydınlanmış. Georges de La Tour'un tablolarında olduğu gibi bir mum bir şamdan var, Yalnızlık bununla aydınlanıyor. Gece, karanlık, Gözkapaklarımın ardında ışık... ...
Sabaha değin bekliyorum Karanlıkta Başına Karanlık şeyler Gelmesin diye...
Henüz korkuyorum seni nefesimin incecik telleriyle bağlamaktan, düşlerin mavi bayraklarıyla süslemekten ve sisli kapılarında karanlık şatomun, beni bulasın diye meşaleler yakmaktan...
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.